Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan deliller dinlenilen tanık beyanları ve 09.07.2021 tarihli sosyal inceleme raporuna göre; davalı babanın olumlu ebeveynlik becerilerinin olmadığı ve çocuklara yönelik olumsuz bir tutum ve davranışların mevcut olduğu onlara şiddet uyguladığı ancak bu durumun çocukla ... arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmakta ise de; Mahkemece, davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği ve babanın davranışları da dikkate alınarak çocukla ... arasında daha önce kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı, onun duygusal gelişimini olumsuz etkileyeceği anlaşıldığından yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir....

    Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına kusur yüklenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlanmadığını, kadının kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin sarsıldığını, erkeğin aylık kazancı göz önüne alındığında hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının haksız ve fahiş olduğunu, bu nedenle tazminatların ve nafakaların kaldırılmasını ve azaltılması gerektiğini, ortak çocukla baba arasında yatısız, son derece kısıtlı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmesinin hatalı olduğunu, çocuğun üstün yararı gereği babasıyla kişisel ilişki süresinin artırılması gerektiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Azaltılması ile Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası miktarı yönünden; davalı-davacı baba tarafından ise karşı davanın reddi, kişisel ilişkinin azaltılması ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ....'nin velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır....

        Öte yandan, mahkemece, idrak çağında bulunduğu anlaşılan çocuğun sonuçları hakkında bilgilendirilerek kişisel ilişki konusunda bizzat dinlenmesi ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için kişisel ilişkiye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle çocuğun menfaati tespit edilerek kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, tek uzman tarafından hazırlanan rapor tanzim ettirilmiş ve çocuk mahkemede dinlenmemiştir. Bu durum dikkate alındığında, kişisel ilişkiye yönelik alınan sosyal inceleme raporu hüküm tesisi için yeterli değildir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)' nin 2017/471 Esas 2017/417 Karar sayılı ilamı ile TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, işbu boşanma ilamı ile birlikte taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesis edildiği, taraflarca belirlenen kişisel ilişkinin mahkemece uygun bulunarak onaylandığı görülmekle; kişisel ilişkinin detaylı şekilde infaza elverişli, çocuğun üstün menfaatine uygun olduğu, mahkememizce aldırılan 25/05/2019 ve 28/06/2022 tarihli raporlarda yapılan değerlendirmeler ve önerilen kişisel ilişki düzenlemelerinin tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde belirlediği kişisel ilişki tesisi ile örtüştüğü, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların velayet hususunda ve kişisel ilişki hususunda belirleyici bir etken olmayıp esas unsurun çocuğun üstün çıkarları olduğu, davacı karşı davalı baba ile kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yeniden kişisel ilişki...

        Çocukla baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinin çocuğun babalık duygularının gelişimi için gerekli ve çocuğun menfaatinedir. Çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin çocuğunun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı, çocuğun huzurunu tehlikeye sokacağı yönünden ciddi ve inandırıcı delil bulunmadığı, aldırılan uzman raporunda "çocuk ile davalı arasında kurulan kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına dair davalı tarafın çocuğa karşı herhangi bir ihmal, istismarının olmadığı ya da çocuğun davalı ile görüşmekten dolayı herhangi bir olumsuz söyleminin olmamasından dolayı bu aşamada çocuk ve davalı arasında kurulan kişisel ilişkinin bu aşamada sınırlandırılmasının çocuğun yararı göz önünde bulundurulduğunda uygun olmadığı, kişisel ilişki tesisinin mahkemenin düzenlediği haliyle kalmasının uygun olduğu" belirtilmekle kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına dair davanın reddine..." karar verilmiştir....

        DAVA Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; davalı babanın çocuk doğduğundan itibaren hiçbir zaman ilgilenmediğini, 21.03.2022 tarihine kadar kişisel ilişki kurmadığını, yaz döneminde çocuğu aldığında davalının çocuğu kendisine teslim ettiğinde kolunda morluklar bacağında kızarıklıklar gördüğünü, müşterek çocuğun morluğu davalının yaptığını söylediğini, bu konuda şikayetçi olduklarını, çocuğun güven kaybı yaşadığını ve babasına gitmek istemediğini, davalının kişisel ilişki kararını kötüye kullandığını ve ortak çocuğun davalının kendisine ayakkabı ile vurduğunu söylediğini iddia ederek müşterek çocuk ile davalı babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını aksi kanaatte kısıtlanmasını talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. III....

          Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Bu haliyle, Aksaray 1....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Süresinin Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2021 (Çrş.)...

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Süresinin Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 218.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 12.09.2019 (Prş.)...

                UYAP Entegrasyonu