Bu durum, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda, boşanma ile yoksulluğa düşen davalıya 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olup, karardan sonra da babasından yetim aylığı bağlanmıştır. Zira, aldığı nafaka miktarı ile, bağlanan yetim aylığı miktarı toplamı, onu, yoksulluktan kurtaracak miktara ulaşmamıştır. Davalının babadan maaş almış olması nafakanın kaldırılması için yeterli neden değildir, ancak indirim şartları oluştuğu gözetilerek, davalının savunması da dikkate alınmak suretiyle, makul bir miktar nafakanın indirilmesine karar verilmesi gerekirken; nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün .... ve .... fıkrasında yer alan "Davanın kabulü ile, ortak çocuk ... ... ... için ödenen nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350 TL'ye indirilmesine, davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, Ortak çocuk ... ... için ödenen nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250 TL'ye indirilmesine, davacıdan alınıp davalıya ödenmesine" ifadelerinin yerine " Davanın kabulü ile, ortak çocuk ... ... ... için ödenen nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250 TL'ye indirilmesine, davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, Ortak çocuk ... ... için ödenen nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350 TL'ye indirilmesine, davacıdan alınıp davalıya ödenmesine"ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK. nun 438. maddesinin .... bendi uyarınca, peşin...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan Oğuz'un eğitim hayatının devam ettiğini, davacı babanın ekonomik durumunun iyi olduğunu, nafakanın devam etmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasına, davanın reddine, devam edecek nafakanın 1500,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davacı, dava dilekçesinde boşanma kararının verildiği 2015/170- 180 EK.sayılı ilam ile davalılardan Oğuz'a aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, bu nafakanın daha sonra Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/4- 230 EK.sayılı ilamı ile aylık 550,00 TL 'ye çıkarıldığını ileri sürerek, ödediği bu nafakanın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davalılardan Oğuz'un dava tarihinde ergin olması nedeni ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmiştir....
, tarafların müşterek çocuğunun doktor olduğunu annesine destek olabilecek konumda olduğunu, müvekkilinin yeni bir evlilik yaptığını, bu evlilikten bir çocuğunun bulunduğunu, nafakanın devamı halinde müvekkilinin yoksulluğa düşeceğini, süresiz nafakanın insan haklarına aykırı olduğunu belirterek davacı karşı davalı kadının kötü niyetli ve mesnetsiz olarak yapmış olduğu nafakanın artırılması yönündeki talebinin reddi ile nafakanın kaldırılması yönünde açılan davasının kabulüne, taleplerinin kabul olmaması halinde davacı kadın lehine süreli olarak nafakaya hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; ıslah dilekçeleri ile yıllık artış da talep ettiklerini bu konuda karar verilmediğini, nafakanın az olduğunu belirterek kararın düzeltilerek aylık 2.000,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınmasına, nafakanın sonraki yıllarda ÜFE-TÜFE oranına göre artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesi ile; davacının istinaf talebinin reddine, ıslah ile sonraki yıllar için artış talep edilemeyeceğini, yine nafakanın fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, aksi halde nafaka miktarının azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eğitimi devam eden ergin çocuk tarafından açılan TMK 328 ve TMK 364.maddelere dayalı yardım nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, basit yargılama usulüne tabidir....
Ödenen nafakanın 860,00 TL olduğunun her iki tarafında kabulündedir. Kaldı ki davacı- karşı davalının istemi 860,00 TL olarak ödediği nafakanın 400,00 TL'ye indirilmesine, davalı-karşı davacının istemi ise, 860,00 TL olarak ödenen nafakanın 1,000,00 TL'ye çıkarılmasına yöneliktir. Buna karşın mahkemece; davacı-karşı davalının nafakayı 860,00 TL'ye yükseltmesinin ahlaki olduğu gerekçe gösterilerek indirim talebi reddedilmiş, ancak karşı dava yönünden artırım talebi kabul edilmesine karşın, 400,00 TL üzerinden artırım yapılarak nafaka 600,00 TL'ye çıkarılmıştır. Bu halde nafakanın indirilmesini talep eden davacı-karşı davalının davası reddolunduğu halde 860,00 TL yerine 600,00 TL nafaka ödeyeceği, nafakanın artırılmasını talep eden davalı karşı davacının da davası kısmen kabul edildiği halde çocuk için kendisine 860,00 TL yerine 600,00 TL nafaka ödeneceği anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2014 NUMARASI : 2013/650-2014/323 Taraflar arasında birleştirilerek görülen nafakanın artırılması ve kaldırılması davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, nafakanın artırılması davasının kısmen kabulüne, nafakanın kaldırılmasına yönelik davanın ise reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (birleşen dosyada davacı) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.30 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın İndirilmesi-Boşanma Taraflar arasındaki "nafakanın indirilmesi" davası ile aynı davacı tarafından açılan "boşanma" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (kadın) tarafından; nafakanın indirilmesi davasıyla ilgili verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından nafakanın temyizi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesi ile ...Mahkemesi'nin 20.12.2012 tarih ve C/01/251974 FA RK 12/4620 esas sayılı kararı ile verilen boşanma ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafakanın tanıma ve tenfizini talep etmiştir. Mahkeme tarafından boşanma yönünden yabancı mahkeme kararının tanınmasına hükmedilmiş ise de nafakanın tenfizi konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Nafakanın azaltılmasına ilişkin önceki dava tarihi olan 11/09/2017 tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 1 yıldan fazla süre geçmiştir. Tarafların yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasına göre; davacının çalışmadığı, 2 çocuğu ile birlikte kendi evinde oturduğu, davalının yeniden evlendiği, 2013 doğumlu bir çocuğunun ve Pasat marka aracının olduğu, emekli olduğu, bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında önceki nafakanın azaltılmasına ilişkin davadan sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır....