"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, tarafların Bakırköy 2 Aile mahkemesinin 2003/1123 Esas, 2004/1563 karar sayılı kararıyla boşandıklarını, 100 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, bu nafakanın günün ekonomik koşulları ve enflasyon sebebiyle müvekkilinin zaruri ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını ileri sürerek, nafakanın aylık 400 TL'ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı usulüne uygun tebligata rağmen duruşmaya katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmamıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile nafakanın aylık 350 TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, asıl davada nafakanın indirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, karşı davada ise nafakanın arttırılması istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 28.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla; nafakanın kaldırılmasına dava tarihinden itibaren hükmolunması gerekmektedir (28.11.1956 günlü ve 15 E, 15 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Buna göre, mahkemece; nafakanın dava tarihinden itibaren kaldırılmasına hükmedilmesi gerekirken, nafakanın karar tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 2.bendinde yer alan “... karar tarihi olan 23/01/2014 tarihinden itibaren KALDIRILMASINA” ifadesinin çıkartılarak yerine “dava tarihi olan 12/12/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye (Aile) Mahkemesinin 2009/70 esas 2010/291 karar sayılı "nafakanın artırılmasına" yönelik ilamın henüz kesinleşmediği, bu karar kesinleşmedikçe nafakanın azaltılması istenemeyeceğinden, red kararının sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.05.2013 (Pzt.)...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2015 NUMARASI : 2015/502-2015/1103 Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müşterek çocuk M...' ın velayetinin müvekkiline bırakıldığını, 30.07.2008 dava, 27.04.2010 karar tarihli nafakanın artırımı davası ile iştirak ve yoksulluk nafakasının ayrı ayrı 150'şer TL olarak belirlendiğini, aradan geçen sürede nafakanın, ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını belirterek ayrı ayrı 400'er TL'ye artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; müşterek diğer çocukları F... Z... ve Y...'...
Davalı kadının aldığı yetim aylığı ve vefat eden babasından kalan taşınmazın, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, nafakanın ...'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının Almanyada fırın işlettiği, aylık gelirinin 2200 euro olduğu, malvarlığının ve üzerine kayıtlı aracının olmadığı, davalının ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında temizlik görevlisi olarak asgari ücretle çalıştığı, 13.01.2012 tarihinde 44.500 TL'ye satın aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması ve 44.500,00 TL bedelle taşınmaz satın alması ,nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
Davalı vekili, karşı dava dilekçesinde; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının kendisi için talep ettiği nafaka artırım talebinin reddine; müşterek çocuk yararına ise, mevcut nafakanın 60 TL artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı kadın için, nafakanın artırılması ve kaldırılmasına yönelik taleplerin reddine; müşterek çocuk H..G.. E..l için Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1002 Esas, 2002/555 Karar sayılı ilamı ile aylık 40 TL olarak hükmedilen nafakanın dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250 TL 'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının artırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuk yararına ise mevcut nafakanın 60 TL artırılması talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen 17.03.2020 tarihli ek karar, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi itibariyle 3.920,00 TL'dir. Dava nafakanın artırılması istemine ilişkindir. Somut olayda davacının artırılmasını talep ettiği miktar aylık 250,00 TL ve yılık toplam 3.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, nafakanın artırılmasına yönelik verilen karar miktar itibariyle kesin olduğundan, davacı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle küçüğün yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde; takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.nun 4. maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden , bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "ayda 150 TL nafakanın ifadesinin çıkartılarak yerine "ayda 200 TL nafakanın ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....