(TMK m. 176/son) Her ne kadar davacı dava dilekçesinde iştirak nafakasının sonraki yıllarda ÜFE oranında artırılması yönünde artış koşulu belirlenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince de nafakanın ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş ise de ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda ve ekonomik göstergelerde meydana gelen aşırı değişimler sebebiyle yeni uyuşmazlıklar yaşanmasına engel olunmak amacıyla, dairemizce yerleşen uygulamada değişikliğe gidilmesi, nafakanın sonraki yıllar için belirlenecek artırım oranının ÜFE yerine "TÜİK tarafından açıklanacak yıllık TÜFE oranını geçmemek kaydıyla, yıllık ÜFE oranı" olarak belirlenmesi TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmuştur....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 5.000,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 5.000,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 1.500,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 1.500,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
nafakanın ekonomik şartlar ve günün koşulları dikkate alınarak 165,00 TL olan yoksulluk nafakasının 800,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı cevap dilekçesinde ; eski eşi olan davalı ve müşterek çocuklarına nafaka ödemekte iken, müşterek çocukları okulu bitirdiğinden çocuğuna nafaka ödemeyi bıraktığını, davalıya ödediği nafakanın 160,00 TL olduğunu, 1,000 TL emekli maaşının bulunduğunu, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu, aylık 200,00 TL ödeyebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
müşterek çocuklar için toplam 2.500 TL olarak takdir edilen iştirak nafakasının ayda 10.000 TL'ye yükseltilmesini,davacı için ödenen 2.500 TL'lik nafakanın ise 10.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi 2012/20477 Esas 2012/25149 Karar numaralı ilamı ) fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş " gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile; Dursunbey Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 2013/16 Esas - 2015/2 Karar sayılı ilamıyla davacı yararına hükmedilen aylık 200,00- TL nafakanın aylık 700,00- TL arttırılarak aylık 900,00- TL'ye çıkartılmasına, aylık 900,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının nafakanın ÜFE oranında arttırılması talebinin nafakanın niteliği itibariyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
çok düşük olduğunu belirterek nafakanın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte şimdilik aylık 2.500,00 TL'ye yükseltilmesine, bir önceki yılın en az %10 fazlası olarak nafaka artış oranının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Belirtilen usül hükmü ve ''çoğun içinde az da vardır''ilkesi gereğince nafakanın kaldırılması istemi nafakanın indirilmesi istemini de kapsayacağından nafakanın indirilmesine hükmedilmesi mümkün olup, mahkemenin bu yöne ilişkin direnmesi de yerinde değildir.Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.06.2015 gün ve 2014/3-49 E- 2015/1527K sayılı kararında da aynı ilke kabul edilmiştir. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında birkısım üyeler tarafından, nafakanın kaldırılması istemi nafakanın indirilmesi istemini de kapsayacağından nafakanın indirilmesine hükmedilmesinin mümkün olduğu,ancak davalının yoksulluk durumu ortadan kalktığından nafakanın kaldırılmasına ilişkin direnme kararının onanması gerektiği görüşü savunulmuşsa da, yukarda açıklanan nedenlerle bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir. O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, daha önce hükmedilen yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığı belirtilerek 400 TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir.Mahkemece, 2006/335-40 sayılı kararla hükmedilen 180 TL nafakanın dava tarihi olan 15.02.2011 tarihinden itibaren 350 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar fazla olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değildir.Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar ve TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak nafakanın uygun...
Ancak, küçük Sevilay lehine 11.11.2009 tarihli ara kararı ile geçici önlem niteliğinde 500 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 26.11.2010 tarihli ara kararı ile de nafakanın 1.000 TL'ye artırılmış olduğu gözetilmeden, mahkemece; tahsilde tekerrüre neden olacak şekilde küçük için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “… bu nafakanın dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin çıkartılarak yerine “bu nafakanın dava tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK. nun 438. maddesinin 7. bendi uyarınca düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 12.01.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....