Bunun yanında, davacının dava dilekçesinde nafakanın azaltılması talebi yanında, önceki nafakanın artırılması davasında verilen kararda belirlenen nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılması yerine memur maaş zammına göre yeniden artış oranın düzenlenmesini istediği, mahkemece bu talep hakkında olumlu / olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmışsa da, bu konuda istinaf başvurusu bulunmadığından eleştiri yapılması ile yetinilmiştir. Tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; KDZ....
Sayılı ilamı ile aylık 450,00 TL' ye düşürüldüğünü , 2014 yılından itibaren aynı nafakanın ödendiğini, müvekklinin köyde ailesi ile yaşadığını, 6 yıldan beri aynı nafakanın ödendiğini, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ile aylık nafakanın 2.000,00 TL 'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde özetle ; açılan davayı usul ve esas yönünden kabul etmediğini beyan ve talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ; İlk derece mahkemesi'' Davanın reddine '' dair karar vermiştir. TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEEPLERİ ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacı müvekkilinin 2014 yılında boşandığını, boşandığı tarihten dava tarihine kadar aynı nafakayı aldığını, müvekkilinin köyde ikamet ettiğini, her hangi bir gelirinin bulunmadığını, davalının gelirinde artış olduğunu, 6 yıldır aynı nafakanın ödenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını beyan ile ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile hükme bağlanacak nafakanın her yıl belirli bir oranda arttırılmasını istediklerini, mahkemenin bu konuda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurmadığını, hükme bağlanan nafaka miktarının yetersiz olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının lehlerine olacak şekilde kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesi ve nafakanın her yıl mahkemenin belirleyeceği artış oranında arttırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
aylık 500 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakanın her yıl %10 oranında artırılmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, ancak artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre düşük olduğu, aylık 5.000,00 TL nafakanın dosya kapsamına, çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına göre makul olduğu, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine de uygun düştüğü kabul edilerek anılan miktar iştirak olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre fazla olduğu aylık 1.000,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 1.000,00 TL olarak belirlenmesine, nafakanın her yıl üfe oranında arttırılmasına karar verilerek davalının istinafının kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 700,00 TL nafakanın (kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle birlikte) çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı erkek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müşterek çocuğunun zaten giyim vs masraflarının kendisi tarafından karşılandığını, nafakanın yükseltilmesi kararının yerinde olmadığını davacının alkol ve sigara kullandığını, ödenen nafakanın çocuklarına davacı tarafından kullandırılmadığını, kendisinin nafakayı yine eskisi gibi ödeyerek çocuklarının ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılanmasını istediğini ayrıca davacının aylık 8.500.TL geliri bulunduğunu kendisinin ikinci evliliğini yaptığını ve ikinci eşinin ilk eşinden bir çocuğu olup ayrıca 6 aylık hamile olduğunu, evinin kira olduğunu çocukların velayetinin kendisine verilerek lehine olan kanun hükümlerinin uygulanmasını ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
na göre nafakaya dair taleplerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekirken, mahkemece; hükümde nafakanın başlangıç tarihinin belirtilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı bulunan "…davacı ... için aylık 250 TL müşterek çocuk ... için aylık 500 TL nafakanın davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine," ifadesinin çıkartılarak, yerine "…dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı ... için aylık 250 TL müşterek çocuk ... için aylık 500 TL nafakanın davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2011 gün ve 2010/634 Esas ve 2011/959 sayılı Kararı ile boşandıkları ve davalı lehine 500 TL tedbir nafakasına ve bu nafakanın kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren de yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği ve bu kararın henüz temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmediği dosya içeriği ile anlaşılmaktadır.Yoksulluk nafakasının başlangıcı boşanma davası içinde boşanma kararının kesinleştiği tarihtir.Bu nedenle boşanma ilamı kesinleşmeden takdir edilen bu nafakanın kaldırılması ayrı bir dava konusu yapılamaz. Her dava açıldığı tarihteki koşula göre incelenir....