Somut olayda; çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereğince, davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde/indirme isteminin de bulunduğu gözetilerek; tarafların gelirleri karşılaştırılarak, nafakanın indirilme şartları bulunup bulunmadığı tartışılıp,değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, nafakanın tamamen kaldırılmayıp bir miktar indirilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesi ile nafakanın kaldırılmasını kabul ettiğini, ancak yerel mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu yönde verilen kararın gerekçesinin de hatalı olduğunu, karşı tarafın kabul beyanının mevcut olduğu durumda hakimin takdir yetkisinin ortadan kalktığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, nafakanın kaldırılması noktasında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; boşanma ve nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir....
Mahkemece; nafakanın kaldırılması davasının kabulü ile dava tarihinden itibaren davalı yararına Uşak Aile Mahkemesi'nin 2010/847 E.- 2012/137 K. sayılı karar ile hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının geçmiş ile ilgili nafakanın geri ödenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, davalının asgari ücretle çalışması nedeniyle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekip gerekmediği hususundadır. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
nafakanın kaldırılmasına, olmadığı taktirde azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nafakanın kaldırılmasına, olmadığı taktirde azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; boşandıklarını, bu boşanma ile aylık 250 TL nafakaya hükmedildiğini, boşanma kararının 2011 yılında kesinleştiğini, 2008 yılı koşullarına göre takdir edilen 250 TL nafakanın yetmediğini, hiç bir gelirinin olmadığını, davalının yurt dışında iş yeri sahibi olduğunu, çocuğunun da büyümesi nedeniyle ihtiyaçlarının daha da fazla arttığını, nafaka dışında hiç bir gelir olmadan çocuğunu okutmaya çalıştığını, 2008 yılında verilen 250 TL nafakanın Tefe, Tüfe oranlarının hesaplanması halinde bu nafakanın 750 TL olması gerektiğini, çocuğunun ......
Davacı-davalı erkeğin nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacı-davalıya "nafakanın kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla bu talep hakkında ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-davalı erkeğin asıl boşanma davasının kabulüne karar verildiği gözetilmeden, asıl dava yönünden davalı-davacı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile ...Aile Mahkemesi'nin 2010/85 Esas ve 2012/1111 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı lehine aylık 175,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk 2008 doğumlu ....için 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye; iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların 27/10/2008 tarih ve 2007/270 Esas 2008/440 Karar sayılı ilam ile boşandıklarını, bu karar ile 150,00-TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, kararın 27/04/2010 tarihinde kesinleştiğini, 2008 yılında hükmedilen nafakanın günümüz şartlarında yeterli olmadığını belirterek davacı lehine hükmedilen 150,00-TL yoksulluk nafakasının 700,00-TL'ye çıkartılmasına, her yıl %15 oranında artırım yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle nafaka yükümlüsü davacının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılarak, davacının ekonomik durumuna ilişkin sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları ile tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ardından davalının asgari ücret düzeyinde gelirinin olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) nazara alınarak, nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, gerekli görülür ise nafakada makul oranda bir indirime gidilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....