Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozmadan sonra alınan benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda; protokol hükümlerinin davalı tarafından yerine getirildiği, malın teslim edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine 2- Davalının temyizine gelince; birleştirilme kararı verildikten sonra da dava ve birleşen davalar bağımsızlarını korurlar. Bu durumda mahkemece dava ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

    Mahkemece taraflar arasında akdedilen protokol hükümlerine göre taşınmaz satışının KDV bedeli dahil olarak yapıldığının anlaşıldığı,bu protokol hükümlerinin resmi satış işleminde de geçerliliğini koruduğu böylece davacı yanın iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 15.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı ... ... vekili tarafından davalı ...’ya karşı açılan boşanma davasında, tarafların yapmış oldukları protokol gereğince boşanmalarına karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve söz konusu protokol gereğince müşterek çocuk "... anne ve babasının soyadını birlikte kullanarak "..." olan soyadının "... ...” olarak değiştirilmesine karar karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosya içeriğinden, tarafların 09/04/2009 tarihinde evlendikleri ve müşterek çoçuk "... 22/11/2011 tarihinde evlilik içinde doğduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 321. maddesinde "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmü yer almaktadır. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı, usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez....

        Ancak karar düzeltme talebinin incelenmesinden önce, Yargıtay'a hitaben gönderilen 03.02.2017 tarihli dilekçeden tarafların boşanma ve mali sonuçları konusunda aralarında protokol düzenledikleri anlaşılmış, bu protokol dikkate alınarak, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle sonucu uyarınca karar verilmek üzere davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, dairemizin 28.03.2016 tarihli kısmen bozma ilamının boşanmaya yönelik ikinci bendinin kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 28.03.2016 tarih 2015/14589 esas, 2016/6098 karar sayılı ilamının ikinci bendinin kaldırılmasına ve mahkeme kararının BOZULMASINA, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 20.02.2017 (Pzt.)...

          a 4 adet çeki 01.04.2011 tarihli protokol ile teslim etmesine rağmen, çeklerin ödenmemesini sağlamak amacıyla diğer sanık ...'e teslim etmiş gibi 26.02.2011 tarihli özel belge niteliğinde çek teslim protokolü düzenledikleri, daha sonra bu protokolle sanık ...'nın çekleri kaybettiğinden bahisle ..... 2....

            Aile Mahkemesi'nin 16/09/2015 tarihli 2015/647 esas 2015/732 karar sayılı ilamının 4. bendinin "müşterek çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına", 7 nolu bendinin "16/09/2015 tarihli protokolün kararın eki sayılmasına", karar eki olan protokolün 7. bendinin ise "çocuk Oğuzhan Buran için aylık 500,00 TL nafakanın çocuk evlenene kadar geçerli olmak üzere davacı tarafından alınarak davalı tarafa verilmesine" şeklinde olduğu, bu hali ile dayanak ilam ve eki protokol gereğince müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın, evlenme koşulu sağlanana kadar devamının hüküm altına alındığ görülmektedir....

            İstemi olan nafakanın indirilmesi istemine ilişkin olumlu olumsuz herhangi bir hüküm kurulmayarak, yukarıda bahsedilen HMK'nun 297/2. maddesine aykırı davranılmıştır....

            çocuğun ihtiyaçları yanında tarafların maddi ekonomik gücü ile de orantılı olması gerektiğini, dava dilekçesinde talep edilen nafakanın tarafların ekonomik gücü ile orantılı olmadığını, bu nafakanın bir tarafın zenginleşmesine bağlı olarak davalının da fakirleşmesine neden olacağını, davalı ile anlaşmalı olarak boşanıp müşterek çocuk için tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunmayan davacının sonradan davalı aleyhine birtakım haksız iddialarla nafaka talep etmesinin usul, yasa ve yerleşik yargıtay içtihatları ile örtüşmediğini belirterek davacının talepleri ve iddialarının haksız olması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir....

            Ancak eczacının tespiti yapılan aynı fiil için reçetenin veriliş tarihinde geçerli olan protokol hükümlerinin uygulanması Kurumdan yazılı olarak talep edilirse reçetenin veriliş tarihinde yürürlükte olan protokol hükümleri uygulanır.” düzenlemesinin somut olaya uygulanıp uygulanmayacağı da değerlendirilmemiştir. Mahkeme ve bilirkişi heyetince bozma ilamına uygun hareket edilmediği ve karar eksik incelemeye dayalı olduğu gibi, bozma ilamı öncesinde verilen kısmen kabule dair hüküm; davalının temyizi üzerine ve davalı lehine bozulmasına rağmen davalının reddedilen tutar bakımından kazanılmış hakkı olduğu gözetilmeksizin davanın tamamen kabulüne karar verilmesi de hatalıdır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi kararının ve asıl davanın ferilerine ilişkin kısımlar taraflarca istinaf edilmekle kesinleşmediği, tarafların istinaf aşamasında protokol sundukları görülmekle protokol çerçevesinde tarafların beyanları alındıktan sonra karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu