Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, anlaşmalı protokol hükümlerinin değiştirilmesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka borçları olan davacı yararına nafakanın uyarlanmasının gerekip gerekmediği, davanın kabulü şartlarının olup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 2 , 4, 6, 175 ve176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138 Maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

    Mahkemece, protokol tarihi ile dava tarihi arasındaki sürede işlemiş olan nafaka alacağı ile davacının protokol gereği ödemesi gereken alacak toplamının, davacıdan tahsil edilen ödeme toplamından fazla olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Celbedilen dava ve icra dosyasından; davacı tarafından Adana 1.Aile Mahkemesinde açılan dava sonucunda tarafların boşanmalarına, davacı ...’nin davalı ...’ye 8.000 TL manevi tazminat, 25.000 TL maddi tazminat ve 19.06.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200 TL tedbir nafakası ödemesine hükmedildiği, kararın 19.11.2007 tarihinde kesinleştiği, davalı tarafından ilama dayanılarak birikmiş nafaka ile yargılama giderlerinin tahsili için icra takibi başlatıldığı, dava tarihine kadar 3.426 TL nin icra kanalı ile tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf, 02.11.2007 tarihinde imzalanmış protokol hükümlerinin davalı tarafından ihlal edildiğini iddia etmektedir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin ....Karar sayılı ilamı ile ... için 200,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 230,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 250,00 TL'ye çıkartılmasına, tarafların müşterek çocukları İrem için 150,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 180,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 200,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, gerekçeli kararda ise;...Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı ilamı ile ... için 200,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 230,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 250,00 TL'ye çıkartılmasına, tarafların müşterek çocukları İrem için 150,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 180,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 200,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ileriki yıllara yönelik davalı yanın arttırım talebinin...

        Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili tarafından nafakanın düzenli olarak ödendiğini, çocuğun eğitim masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını, müşterek çocuk için belirlenen nafakanın mahkeme kararı sonrasında taraflar arasında düzenlenen protokol ile 250 ... olarak belirlendiğini belirterek, davanın reddini, karşı davanın kabulü ile iştirak nafakasının aylık 250 ... olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Hükmü temyiz eden davacı; nafakanın indirilmesini talep etmesine rağmen mahkemece talebinin nafakanın kaldırılması olarak değerlendirildiğini, eksik inceleme ile talebinin yersiz reddedildiğini iddia ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Dava; protokol ile belirlenen yoksulluk nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/... hükmü uyarınca; tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

            Davada, tarafların 2004 yılında boşandıkları, boşanma sonucunda mahkemece tasdik edilen protokol ve kurulan hüküm gereği müşterek çocuk ......

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların protokol kapsamında boşandıklarını, davacı tarafın kendi isteğiyle 1.500 TL ödemeyi kabul ettiğini, ancak kararın kesinleşmesinden sonra nafakanın hiçbir şekilde düzenli ödenmediğini, müvekkilinin kalın bağırsak hastalığı olduğunu, tedavisi için ciddi masraflarının olduğunu, öğretmen maaşı ile geçinmeye çalıştığını, müvekkilinin birikmiş nafaka alacağı için icra takibi başlattığını, davacının talebi üzerine 24/04/2017 tarihli yeni protokol düzenlendiğini, birikmiş nafaka alacakları ve yeni nafakanın bu protokol ile belirlendiğini, belirlenen aylık 1.750,00 TL nafaka bedelinin halen davacı tarafından ödendiğini, nafakanın 01/03/2018 tarihinden sonra aylık 2.250,00 TL olarak ödenmesi konusunda anlaşıldığını, davacının kötü niyetli bu davayı açtığını, davacının avukat olduğunu ve ekonomik durumunun her zaman iyi olduğunu, işsiz kalmasının söz konusu olmayacağını, üst düzey yöneticilik yaptığını, halen dış kaynaklı gayrimenkul şirketinde...

              Davacı açtığı bu davasında, protokolde belirtilen okulların kapanması ile çocuğun başka bir okulda eğitimine devam ettiğini, protokol hükümlerinin uygulanmasında güçlük yaşandığını, davalı tarafından çocuğun okul giderlerinin karşılanmadığını, davalının inisiyatifine bırakılmadan çocuğun iaşe, okul ve benzeri giderleri gözetilerek tarafların ekonomik durumlarına göre iştirak nafakasına takdir edilmesini talep etmiştir. Somut olayda protokol hükümleri incelendiğinde, davalının çocuğun okul ücretinden ayrıca sorumlu tutularak iştirak nafakasının belirlendiği anlaşılmıştır....

                Aile Mahkemesinin 2014/604 Esas sayılı dosyası ile nafakanın artırılması davası ikame edildiğini, davacı tarafından takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, dava dayanağı protokol hükmünün geçersiz olduğunu, alacak hakkı doğurmadığını, dosyaya sunulan protokol hükümlerinin mahkemece onaylanmadıkça hüküm ifade etmediğini, davacı tarafından aynı konuda üçüncü kez dava ikame edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 26/05/2017 tarih, 2016/1193 Esas - 2017/404 Karar sayılı ilam ile davanın hukuki yarar yokluğundan HMK 114/1.h ve HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizce 29/11/2017 tarih, 2017/3477- 2304 E.K. sayılı ilam ile eldeki dava açıldıktan sonra davacının, ilamın eki olduğu iddiasıyla protokolde yer alan nafakanın % 15 oranında arttırılmasına ilişkin maddeye dayalı olarak hükmü veren Üsküdar 3....

                Maddesinde tahdidi olarak sayıldığını, anlaşmalı boşandıktan sonra protokol hükümlerinin uygulanmadığını, protokol gereği devretmesi gereken taşınmazı devretmediğini, tescil davasının açıldığını, daha sonra Ketenci Sitesi G blok Daire:22'yi devrettiğni, protokolden farklı bir daire devrettiğinden aradaki farkı ziynet eşyası ve nakit para olarak ek ödeme olarak istediğini, doğmuş ve doğacak nafakalarını da ödemediğini, ev farkı için de 50.000,00- TL senet aldığını, nafakalar için icra takibi yapınca nafakayı önce azalttığını daha sonra ödemediğini, boşandıktan sonra karşı tarafın maddi durumunun boşandıktan sonra daha iyi olduğunu, boya ticareti yaptığını, servetine servet kattığını, malvarlığının araştırılmasını istediğini, nafakanın kaldırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığını, boşanmanın bu şekilde kabul edilmesi için müvekkilinin edinilmiş mal ve mal rejiminden doğan alacaklarından da feragat ettiğini, müvekkilinin dairenin fazlaya ilişkin bedelini ödediğini, açılan davanın...

                UYAP Entegrasyonu