Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın artırılması ya da indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili ; ...Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi) 2008/179 esas, 2010/432 karar sayılı dosyasında sahte bir sosyal ekonomik durum araştırma belgesi dayanak yapılarak davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1458 soruşturma nolu dosyası ile, taraflarından suç duyurusunda bulunulduğunu, ......

    Türk Medeni Kanunu'nun 176/3.maddesinde; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı; 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....

      Aile Mahkemesi'nin 2005/627 Esas 2005/1364 karar sayılı kararı ile boşandıklarını ve mahkemece müvekkiline bağlanan 250,00 TL tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiğini, müvekkilinin açtığı nafaka artırım davası ile Bursa BAM 2.Hukuk Daire’sinin 2019/ 95 Esas 2019/445 Karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının 250,00 TL arttırılarak her ay 500,00 TL nafaka ödenmesine ve nafakanın her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalının ev hanımı olduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunduğunu, nafakanın kaldırılması koşullarının oluşmadığını, nafakanın 50,00 TL’ye indirilmesi talebinin de günümüz ekonomik koşulları değerlendirildiğinde kabul edilemez olduğundan her iki talebinin de reddi ile yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir....

      Yine davacı tarafça açılan nafakanın kaldırılması davası Ankara 6.Aile Mah'nin 2013/1463 E-2014/673 K. sayılı ilamı ile reddedilmiş ve karar Yargıtay denetiminden de geçerek 05.11.2018 tarihinde kesinleşmiştir....

      Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının temizlik elemanı olduğu ve 1.100,00 TL maaş aldığı, annesine ait evde yaşadığı, kira vermediği; davalının ise hastanede çalıştığı ve aylık 873,38 TL maaş aldığı anlaşılmaktadır. Nafaka alacaklısı kadının aldığı 873,38 TL maaşının; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır....

        Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; her ne kadar davalı kadının boşanmadan sonra sezonluk işe girerek çalıştığı anlaşılmakta ise de; işinin sürekli olmadığı da anlaşılmaktadır. Davalının, aldığı 150 TL yoksulluk nafakası ile geçimini sürdürmesi ve varlığını idame ettirmesi günümüz koşullarında mümkün olmadığına göre, çalışıp gelir elde etmesi bir zorunluluktur. Çalışarak elde ettiği gelirle, nafaka miktarı toplamının, yukarıda açıklanan yoksulluk kavramını izale etmesi durumunda, mahkemece nafakanın kaldırılmasına karar verilebilir. Aksi takdirde ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin içinde indirme talebinin de olduğu kabul edilip (çoğun içinde azında bulunduğu gözetilerek), yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüsünde indirilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Dinlenen tanık beyanlarından davacının İsmar isimli markette çalıştığı, daha sonra İsmar isimli marketten işten çıkartıldığı, ancak davacının çalışabilecek durumda olduğu, daha önce belirlenen nafakanın küçüklerin asgari ihtiyaçları için zaruri olduğu, bu nedenle nafakanın kaldırılması veya azaltılmasına yönelik şartların oluşmadığı, davacının müşterek çocukların her biri için aylık 200'er TL iştirak nafakası ödemeye devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır…’ belirtilmiş, hüküm de ise ‘Bakırköy 8. Aile Mahkemesinin 2014/887 esas, 2015/383 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar 20.10.2009 doğumlu Muhammed Ali Ek ve 09.03.2015 doğumlu Emirhan Ek yararına takdir edilen her biri için aylık 400'er TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her bir çocuk için 200'er TL'ye azaltılmasına, takdir edilen nafakanın her ay davacı tarafından davalıya ödenmesine,’ denilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır....

            Davalı tarafın yoksulluk nafakasının indirilmesine ilişkin istinaf başvurusu ile ilgili olarak; Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık miktarı değerlendirilir. İlk derece mahkemesince davalı kadın için 1.500,00TL yoksulluk nafakasının 1.250,00TL'ye indirilmesi yönünde kabul edilen nafakanın yıllık fark miktarı 250,00x12= 3.000,00TL'dir. Dolayısıyla bu rakam karar tarihindeki 5.880,00TL olan kesinlik sınırının altındadır ve karar istinaf talebinde bulunan davalı taraf yönünden HMK'nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı tarafın, yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin karara ilişkin olması dikkate alınarak, HMK.'nun 341/4 ve 352- (1)-b maddeleri gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....

            Somut olayda; davalı kadın yararına boşanma ilamıyla birlikte 175.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.HGK'nun 07.10.1988 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık,ulaşım,kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasına ve oluş ve kabule göre; davacının astsubay emeklisi olduğu 1.525 TL emekli maaşı aldığı, davalının ise SGK kayıtlarına göre 883 TL ücretle çalıştığı, 400 TL kira ödediği ve babasından yetim aylığı almadığı anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında mahkemece, davalının aldığı maaşın onu yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek ve davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister) nafakanın indirilmesi talebinin de bulunacağı dikkate alınarak ve TMK 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi uyarınca bir karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda...

              DÜŞÜNMEZ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi - yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili,dava dilekçesi ile; davacının, aylık 490.00.- TL yoksulluk nafakası ödediğini, yeniden evlendiğini,çocuğunun olduğunu; davalının çalışabileceğini, nafakanın katlanılmaz hal aldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına; mümkün olmaz ise, aylık 250.00.- TL ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu