Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar ... .......
Temyiz olunan hükmün kanuna uymayan bölümü hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde (HUMK. 438/VII C.2) hükmü gereğince, nafakanın artırılmaya başlanacağı tarih ve artış oranı uygulanması ile ilgili konunun düzeltilerek onanması gerekmektedir. (Prof. Dr....
Aile mahkemesinin 2003/430 Esas 2004/313 Karar sayılı ilamıyla 250 TL'ye yükseltiğini ve bu nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına karar verildiğini,nafakanın yetersiz kaldığını bu nedenle küçüğe ödenmekte olan nafakanın 1125,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile İzmir 4. Aile mahkemesinin 2004/430 Esas 2004/313 Karar sayılı ilamıyla 250 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının 370 TL artırılarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 620 TL olarak davalı Z.. E..'den alınarak davacıya verilmesine,davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince 440 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2008 yılında boşandıklarını, boşanma davasında tarafların aralarında yaptıkları anlaşma gereğince velayeti anneye verilen müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak davacının ekonomik durumunun kötü olduğunu belirterek; nafakanın aylık 300,00 TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuş; birleşen nafaka artırım davasının dava dilekçesinde ise; mevcut nafakanın çocuğun giderlerini karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; aylık 1.000,00 TL nafakanın 1.500,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir.Mahkemece; her iki davanın da reddi cihetine gidilmiş; hüküm davalı (birleşen dosyanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava iştirak nafakasının indirimi, birleşen dava artırımı talebine ilişkindir....
Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırımı davası açılabilir. (HGK. 15.07.2009 gün ve 3-352 E./348 K.) Ancak somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun yaşına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece takdir edilen 400 TL iştirak nafakası yüksektir. O halde, davacı annenin de çoçuğun giderlerine katkısı dikkate alınarak, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde fahiş miktar üzerinden hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, aylık nafakanın 4000 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, ödenen yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve ....sayılı Kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocukların menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocukların yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 400,00'er TL nafakanın çocukların yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile iştirak nafakası her bir çocuk için 400,00 TL olarak belirlenmiş...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05.04.2022 NUMARASI : 2020/439 ESAS, 2022/210 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bakırköy 5....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 200,00 TL'ye çıkarılmasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gözönünde bulundurularak "ÜFE" oranının dikkate alınması gerekirken, TÜFE oranında artışa karar verilmesi doğru değilse de; bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün yıllık nafaka miktarının artış oranına ilişkin 2. maddesindeki ".. TÜFE ..."...