Mahkemece davacının dayandığı banka kayıtları ve PTT kayıtları da getirtilerek, dosya üzerinde iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ilk bilirkişi raporunda çocuklardan Tutku'nun reşit olmasından sonra nafaka borcunun devam edeceği kabul edilerek ve davacı tarafından yapılan ödemelerin hangisinin nafaka ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmeden, borç miktarının hesaplandığı, ikinci bilirkişi raporunda ise, sadece reşit olan çocukla ilgili nafaka alacağı hesabının çocuğun reşit olduğu tarihe kadar hesaplandığı, ancak yine yapılan ödemelerden hangisinin nafaka ödemesi olarak kabil edilmesi gerektiği belirlenmeden hesaplama yapıldığı ve bu durumda ödenmemiş nafaka borcunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece ilk bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmiştir....
Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Her ne kadar Yargıtay son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve nafakadan mahsubu gerektiği iddiasına ilişkin ödemelerin yukarıda açıklanan şekilde yapılan ödemeler olmadığı, birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı, araba satımına, kira ödemelerine, ev aidat ödemelerine, faturalara, bakıcı ödemelerine, kira ödemelerine, çocukların sosyal aktivite ödemelerine, sağlık sigorta, eğitim hizmeti ödemelerine ilişkin ödemelerin nafaka alacağına mahsup edilemeyeceği anlaşılmaktadır....
Davacı tarafından davalının...ve ... hesabına yapılan açıklamasız ödemeler dışında ... hesabına yapılan ve nafaka ödemesi açıklaması olan 4.445,00.TL olduğu anlaşılmaktadır. Açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından çocuğun okul taksidine yönelik çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlaki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına nafaka açıklaması ile yaptığı 4.445,00.TL ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkması gerekmektedir....
istenilmiş olmakla, Gereği görüşüldü: Somut olayda; borçlu hakkında Kastamonu İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2009/2015 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçluya çıkarılan ödeme emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olup, aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan, bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/729 esas, 2019/327 sayılı kararı ile verilen hapsen tazyik kararının 05/07/2019 tarihli ek kararı ile düşürülmesine karar verildiğini ve nafaka alacaklısının bu kararın infaz edilmesi yahut düşmesinden sonra işleyecek nafaka alacağını şikayete konu edebileceği gerekçesi ile yeniden hapsen tazyik kararı verilemeyeceğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de, sanığın anılan karara ilişkin nafaka borcunu ödediğinden bahisle 05/07/2019 tarihli ek karar ile cezanın düşmesine karar verildiği gibi, ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, cihetle, şikâyetçi tarafından 2018 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları ile 2019 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları nafaka borcunun ödenmediğinden bahisle 10/05/2019 tarihinde şikâyet dilekçesi verildiği anlaşıldığından...
Anılan ihbarnamede; Yargıtayın yerleşik içtihatlarına nazaran ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, her bir nafaka alacağı taksit miktarında bir aylık ödeme süresi bulunduğu gibi sürenin başlangıç tarihinin tespitinde icra emrinin tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği, somut olayda ise icra ödeme emrinin sanık ve müdafiine 23/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği cihetle, her bir aya ilişkin taksit borcunun o ayın 23'ünden başlayarak takip eden ayın aynı gününe kadar 1 ay zarfında ödenmesi gerektiği, dosya kapsamı ve şikâyet dilekçesine nazaran suça konu nafaka borcunun 2015 yılı Ağustos ayına ilişkin olduğu, müşteki vekilince 2015 yılı Ağustos ayı nafaka borcunun ödenmediğinden bahisle 18/08/2015 tarihinde şikâyet dilekçesi verildiği anlaşıldığından, ağustos ayına ilişkin nafaka borcunun...
Mahkemece, lehine nafaka istenen çocuğun anne ve babasının hayatta olmasına rağmen büyük anne ve büyük baba aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunun 364/1 maddesine göre, herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra gözönünde tutularak açılır. Nafakanın, yükümlülerin bir veya birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırı ise, onların nafaka yükümlülüğü azaltılabilir veya kaldırılabilir. (365/1.2,3) Somut olayda davacı, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamadığı gerekçesiyle davalılardan yardım nafakası talep etmektedir. Lehine nafaka talep edilen çocuk davalıların torunudur (alt soyudur)....
Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yoksulluk nafakasının artırım davasında ise; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesinin 15.12.2009 tarih ve 2009/54-252 E.K. sayılı ilamı ile boşandıklarına ve davalı lehine aylık 175 TL nafaka ödemesine karar verildiğini, ... İcra Müdürlüğünün 2010/107 Esas sayılı dosyasında 09.07.2010 tarihli muhtıra ile davalının nafaka talebinden vazgeçtiği, bu nedenle nafaka ödemesi yapmamaları gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının boşanma davası devam ederken ... isminde bir kişi ile karı-koca hayatı yaşadığını, bu kişiden ayrıldığını ve İzmir 27....
Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davacının avukatlık mesleğini icra ettiğini, nafaka ödemelerinin "nafaka" açıklamasıyla yapılması gerektiğini, bilebilecek mesleki tecrübeye sahip olduğunu, nafaka ödediğini dile getiren davacının takibin başlatıldığı 2018 yılından beri tek bir nafaka ödemesi yapmadığını, kasıtlı olarak mal varlığı bulundurmadığını, davacının bugüne kadar nafaka ödemesi yapmadığını, sadece müvekkili hesabına 19 defa çocuklarının okul giderlerine destek olmak için küçük rakamlarda ödeme yaptığını, düzensiz ve nafaka açıklaması olmaksızın davacı baba tarafından yatırılan 81.766,60- TL'lik ödemenin nafakaya mahsup edilemeyeceğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine İstanbul 1....