Mahkemece; boşanma davasında tarafların birbirlerinden nafaka taleplerinin bulunmadığını bildirdikleri, karar tarihi ile nafaka talep tarihi arasında beş aylık kısa bir süre geçtiği ve bu süre içinde tarafların ekonomik durumlarında fark edilir bir değişme olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır (TMK nun 327/.... maddesi). Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK 328/.... maddesi). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerlerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.nun 329/.... maddesi). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur (TMK.nun 330/.... maddesi)....
Mahkemece deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi yıllar itibariyle nafaka miktarlarını belirlemiş ve 2015- 2016 yıllarını kapsayan dönem için aylık nafaka miktarını 3.896,08 TL olarak belirleyerek davacı tarafından ödenen miktarların düşülmesinden sonra istenebilir nafaka miktarını 36.044,59 TL, işlemiş faizini 5.005,90 TL olarak hesaplamıştır. Davalı vekili tarafları ve konusu aynı olan İstanbul 9....
Alacaklı vekili, borçlunun ödeme kayıtlarında, nafaka açıklaması olmadığını, ödemelerin müşterek çoçuk için yapılan maddi yardımlar olduğunu, icra takibinde 01.04.2009 tarihinden sonraki nafakaların istendiğini ödemelerin bu tarihten önceki nafaka borcuna mahsup edildiğini, boşanma kararlarında çocuk kendisine verilmeyen tarafın ödemek zorunda olduğu iştirak nafakasının yasal asgari sınırı belirlediğini, nafaka yükümlüsünün nafaka borcu dışındaki yardım ve ödemelerinin nafaka miktarından mahsup edilemeyeceğini belirterek, itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, borçlunun itirazının kabulü ile takip tarihine kadar talep edilen asıl alacak ve faizinin iptaline, devam eden aylar yönünden takibin devamına karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, tedbir nafaka davasının kabulü, boşanma davasında kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin tedbir nafaka davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 esas-2005/235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yılık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Aile Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği karara istinaden her ay düzenli şekilde nafaka borcunu eksiksiz yatırdığını, her yıl sonunda ÜFE oranında arttırım yaptığını, geriye dönük nafaka farkı olarak 3.520- TL ödeme yaptığını, nafaka bedellerini oğlu İlkay Demir'e velayeten annesi Sıdıka APTRAIM'in Garanti Bankasında bulunan hesabına yatırdığını, ödemiş olduğu nafaka bedellerinin tekrar icraya verilerek farklarıyla istendiğini beyan ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; şikayetin kabulüne karar vermiş, davalı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı Yasa'nın 3.maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararlarına karşı ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk Lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. Hüküm tarihi itibariyle aynı Kanunun Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen parasal kesinlik sınırı 41.710- TL'dir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, boşanmadan sonra gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Bu nedenle davalının ekonomik gücüne göre kabul ettiği 150,00 TL nafaka uygun ve yeterli iken, yüksek oranda nafaka ödemesine karar verilmesi TMK.nun 4. maddesinde yazılı hakkaniyet ilkesine de uygun bulunmamış bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Ceza Mahkemesince verilen kararı müteakip, sanık tarafından nafaka alacağının ödendiğinin tespiti üzerine Mahkemesince 09/11/2018 tarihli ek karar ile düşme kararı verildiği ve her ne kadar ... 12. Aile Mahkemesinin 02/07/2018 tarihli kararı ile nafaka miktarı artırıldığından ve borçlunun artırılan nafaka miktarını ödemediğinden bahisle ... 11. İcra Ceza Mahkemesinin 2018/167 değişik iş sayılı kararı ile ... 10. İcra Ceza Mahkemesinin 09/11/2018 tarihli ve 2018/159 esas, 2018/460 sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, ... 10. İcra Ceza Mahkemesince sanık hakkında verilen 11/05/2018 tarihli mahkumiyet kararının, nafakanın artırılmasına ilişkin ... 12....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; borçluya ait taşınmazın satılması üzerine sıra cetveli düzenlendiği, şikayetçi dosyasının nafaka alacağına ilişkin olduğu ve 8. sırada yer verildiği, İİK'nun 101. ve 206/1. maddesi gereğince nafaka alacaklarının imtiyazlı alacak olduğu, satış bedelinden önce imtiyazlı alacak sahibi olan nafaka alacaklısının yararlanacağı, artan para olması durumunda ilk haczi koyduran alacaklıya verilmesinin gerekeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir....
Ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, nafaka borcundan mahsubu söz konusu olabilecektir. Bu bağlamda, nafaka alacağının tahsilini teminen borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği gibi hakkaniyet kuralları gereği takip öncesine ait, yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığının da kabulü gerekir. Aksi halin kabulü, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olur. Somut olayda; itirazın kaldırılmasına esas teşkil edecek meblağ mahkemenin ara kararıyla tedbir nafakası olarak tesis edilen ve ilamsız takibe konu olan miktardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde ise daha önceden taraflar arasındaki ilamlı takibe ilişkin şikayet üzerine verilen ... 6....