herhangi bir tazminat ve nafaka istenmeyeceği hususunda anlaştıklarını, davacının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek davanın reddini, davalı duruşmadaki beyanında ise müşterek çocuk için aylık 250 TL nafaka ödeyebileceğini beyan etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, son yoksulluk nafakası artırımının 24.11.2005 tarihli dava ile 170TL'den 240TL olarak yapıldığı ve 01.01.2006 tarihinden itibaren nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacı Meral'in ev hanımı olduğu, aylık 500TL kira gideri olduğu, davalının ise 3.972TL emekli maaşının bulunduğu, evli ve ikisi üniversitede, biri lisede okuyan çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında en son nafaka artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Davalı vekili cevabında, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilin gelir durumunun nafakayı karşılayacak güçte olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davacının anlaşmalı boşanma davasında yoksulluk ve iştirak nafakası talep etmemesi nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, iştirak nafakası talebinin kısmen kabülü ile 650 TL nafakaya hükmedilmiştir. Medeni Kanunun 182/2.maddesinde “Çocuk kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak ile mükelleftir” hükmüne amirdir. İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken tarafların mali ve sosyal durumları ile çocuğun giderlerinin dikkate alınması gerekir....
Dava; iştirak nafakası talebine ilişkindir. Tarafların Şiran Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/07/2017 tarih, 2017/57 Esas, 2017/45 Karar numarası ile boşandıkları, velayeti davacıda olan olan çocuk yararına boşanma ilamı ile iştirak nafakasına hükmedilmediği, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk yararına 500,00.-TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir. İştirak nafakası verilmesine ilişkin davada; davalı taraf, hükmedilen iştirak nafakası yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. TMK'nın 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK'nın 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir....
Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Açıklanan nedenlerle davacı anne yanında kalan ve anne tarafından bakılan ortak çocuk için hakkaniyete uygun (T M K 4. maddesi ) bir miktarda iştirak nafakasına hükmolunmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Yapılan açıklama ışığında nafaka alacaklısının yaşı ihtiyaçları ile tarafların ekonomik sosyal durumları ve günün ekonomik koşulları nazara alındığında artış miktarı yetersizdir. Yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 300 TL artırımı ile aylık 600 TL olarak belirlenmesi hakkaniyete uygun bulunmuş, anılan miktar yoksulluk nafakası olarak belirlenmiştir. İştirak nafakası bakımından yapılan değerlendirmede ise ;Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Yine aynı kanunun 331.maddesinde; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırım davası açılabilir (HGK 15.07.2009 gün ve 3- 352 E/348 K) ....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının 3 yıl boyunca iştirak nafakası istemeyeceğini söylediğini, bu sebeple nafaka talep etme hakkının bulunmadığını, her ikisinin de öğretmen olduğunu, çocuğun devlet okuluna gittiğini, davanın reddine karar verilmeyecek ise, makul, hakkaniyetli bir nafaka miktarı belirlenmesi gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; iştirak nafakası talebine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. TMK.nun 182/2. maddesine göre; boşanma veya ayrılık vukuunda, velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine ”gücü” oranında katılmak zorundadır....
un velayetinin davacı anneye verildiği ve çocuk lehine aylık 130 TL iştirak nafakasına karar verildiği görülmüştür. Taraflar hakkında mahkemece yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, davacının asgari ücretle çalıştığı, iki çocuğu ile birlikte babası evinde ikamet ettiği, davalının ise şoför olarak çalıştığı, 1.500 TL geliri olduğu, 500 TL karşılığında eşi ve eşinin önceki evliliğinden olan çocuğu ile birlikte kirada oturduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; nafakanın niteliği, nafaka yükümlüsü davalı babanın tespit edilen gelir durumu, müşterek çocuk ...için daha evvel hükmedilen nafaka tarihi ile eldeki dava arasında geçen süre, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları nazara alındığında, müşterek çocuk ...için artırılan iştirak nafakası miktarı ile müşterek çocuk ...için ise hükmedilen iştirak nafakası miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir. .../......
tarafın yoksulluk nafakası talebinin mevcut olmadığının ve mahkemece müşterek çocuk için hükmedilen 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası; kesinleşmeden sonra ise iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2015 (Pzt.)...
nafaka ve tazminatlar yönüyle, davalı-davacı kadın tarafından ise nafaka ve tazminatların miktarları yönüyle temyiz edilmiştir....