Hakim, nafaka takdirinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken, müşterek çocuğun ihtiyaçları yanında, nafaka yükümlüsünün gelir durumunun da dikkate alınacağı ve durumun değişmesi halinde nafakanın miktarının yeniden belirleneceği veya kaldırılacağı hususlarında duraksama yoktur. Nafaka miktarının yeniden belirlenmesi ya da kaldırılması için durumun değiştiğinin ilgilisi tarafından ispat edilmesi gerekir. Mahkemece, her ne kadar, davacının gelir durumunda önceki nafaka takdirine göre bir değişiklik olmadığı belirtilerek, nafakanın indirilmesi talebi de red edilmiş ise de; davacının kanser hastası olduğu, bu nedenle malulen emekli olduğu anlaşılmaktadır....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, aylık 30 TL olan iştirak nafakasının, aylık 400 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 80 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü düzenlemektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir....
Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, iştirak nafakasının 200TL'ye yoksulluk nafakasının ise aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 176/4.maddesinde ise; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." denilmektedir....
Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 176/4.maddesinde ise; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." denilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının ve 75 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 300 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 175 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; nafaka artırım taleplerinin fahiş olduğunu, boşanmanın üzerinden bir yıl geçtiğini, davalının gelirinde bir artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/.... maddesi ) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/.... maddesi ) TMK.'nın 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların ....09.2001'de boşandıkları, ortak çocuğun velayetinin anneye verildiği; çocuk için takdir edilen 100 TL iştirak nafakasının daha sonra açılan dava ile 05.....2003'ten itibaren 300 TL'ye yükseltildiği, ortak çocuk .....'...
Cevap dilekçesi; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; düzenli bir gelir sahibi olmadığını ve gündelik işlerde çalıştığını, mümkün ise nafaka miktarının azaltılmasını mümkün değil ise nafaka miktarlarının aynı kalmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Açılan davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Buğlem Su Avcı için hükmedilen 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 350 TL artırılarak 600 TL'ye çıkartılmasını, müşterek çocuk Sevgi Dilek Avcı için hükmedilen 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 600 TL artırılarak aylık 900 TL ye çıkartılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın tam kabulüne karar verilmemesini, ÜFE oranında artış yapılmamasını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir....
Dairemizin 2020/1974 E-2021/907 K.sayılı 01.06.2021 tarihli kararı ile özetle"...terditli taleplerden kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen basit muhakeme usulünün uygulanması,Öninceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın sadece velayet değiştirilmesi olarak tespit edilmesi oysa davacı talepleri arasında nafaka/üfe ve terditli kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin de mevcut olması ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları tam olarak belirlenmeden eksik uyuşmazlık tespiti ile tahkikata geçilmesinin yerinde olmaması, Davalı taraf tanık olarak Gözde ve Erolcan ismindeki tanıklarını da bildirdiği halde bu tanıklar dinlenmeden hüküm kurulması,oluşturulacak uzman heyetinden rapor alınması, davalının dinlenmeyen ve yukarıda belirtilen tanıklarının da dinlenmesi sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği,Davacı yanın iştirak nafakası/üfe artışı talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmamış ve karar...