Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 2005 yılında boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuk 2003 doğumlu Hüseyin'in velayetinin davacı anneye verildiği ve lehine aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 2006 yılında açılan nafaka artırım davası neticesinde ise, aylık 100 TL'lik iştirak nafakasının aylık 200 TL'ye yükseltildiği anlaşılmaktadır....
Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulur. İİK'nın 140. maddesinin ikinci fıkrasında 206. maddeye atıf yapılmış ise de, bu maddedeki imtiyazların sadece aynı derecede hacze iştirak eden ve kamu alacağı sahibi olmayan alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Diğer bir deyişle, İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazlar, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m.100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremez. Somut olayda, şikayet olunanın, nafaka ilamına dayalı olarak satış bedelinin vezneye girmesine kadar ilk hacze iştirak etmesi mümkün iken, bu yolu seçmediği, Niğde 2....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/64 Esas ve 2011/187 Karar sayılı, 16.05.2011 tarihli ilamıyla boşanmışlar, boşanma ilamı 20.03.2013 günü kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına ve velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 28.01.2015 tarihinde açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacısayılı anlaşmalı boşanma kararı ile müşterek çocuk için aylık 250,00 TL iştirak nafakasına ve bu nafakanın her yıl % 10 oranında arttırılmasına hükmedildiğini, müşterek çocuğun özel okula gittiğini, ihtiyaçlarının arttığını, tek başına karşılamaya çalıştığını, davalının nafaka dışında katksı olmadığını belirterek, iştirak nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası ise, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir. İştirak nafakasının miktarının nasıl belirleneceği ise 4721 sayılı Kanun'un “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330. maddesinde; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hakim istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir ” Şeklinde düzenlenmiştir. Bunun yanında iştirak nafakası miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür....
İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumlarına göre takdir edilir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) tespit edilen gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yoksulluk nafakasının artırım davasında ise; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafların 28.01.2010 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarını, müşterek 2006 doğumlu çocuk için hükmedilen 300 TL iştirak nafakasının aradan geçen süre ve çocuğun ihtiyaçlarında artış olması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek; iştirak nafakasının 800 TL' ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, talep edilen nafaka miktarını ödeyecek durumunun olmadığını, infaz koruma memuru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
velayet görevini yerine getirmediği gibi çocuğunda baba ile yaşamayı istediğini,velayetin babaya verilmesine,iştirak nafakasının kaldırılmasına,müvekkiline verilmek üzere davalı aleyhine uygun iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini"talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın nafaka alacağından kaynaklanan menfi tespit ve nafaka ile velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 14/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....