Aile Mahkemesine açtığı 2022/2102 esas sayılı boşanma davası sebebiyle davacı kadının ayrı yaşama hakkını kazandığı, kadın lehine hükmedilen nafaka miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumuna nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu, önlem nafakası takdirine ÜFe artışı uygulamasının kanuni olarak düzenlenmediği, boşanma davası ile önlem nafakası davasının yargılama usulleri gereği birlikte görülmesinin zorunlu olmadığı dikkate alınarak; tarafların kusura, davalının davanın kabulüne, derdestlik itirazına, davacının miktara ve üfe artışı uygulanmamasına yönelik isitnaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yoksulluk nafakasının amacı, nafaka alacaklısını zenginleştirmek değil, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşin asgari yaşam gereksinimlerini karşılamaktır. Nafaka miktarını tayinde, nafaka yükümlüsünün mali gücü önemli ise de, nafakanın niteliği ve davacının gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumuna göre, tayin edilen yoksulluk nafakası aylık asgari ücretin dört katını aşmaktadır. Bu bakımdan aylık irat şeklinde takdir edilen yoksulluk nafakasının miktar olarak fazla olduğu; manevi tazminatın da, kişilik haklarına yapılan saldırının kapsamına, tarafların kusur derecelerine göre hakkaniyet ölçülerine (TMK. m.4) uygun olmadığı ve fahiş olduğu, hükmün bu yönlerden bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinin süresinde olduğunu belirterek üç tanığının dinlenmemesini, tedbir nafakası miktarını, ıslah dilekçesi hakkında karar verilmemesini, önlem nafakasının artırım miktarını, kusur değerlendirmesini, yoksulluk nafakası, tazminat talepleri hakkında karar verilmemesini istinaf etmiştir. BOZMA ÖNCESİ İSTİNAF KARARI: Dairemizce kararı ile, 1- )Davalı kadın vekilinin, Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/310 Esas ve 2012/447 Karar sayılı dosyasında kadın lehine hükmedilmiş olan önlem nafakasının artırılmasına yönelik davasının işbu dosyadan TEFRİKİ ile DAİREMİZİN AYRI BİR ESASINA KAYDEDİLMESİNE ve kadının önlem nafakasının artırılmasına yönelik davasının TEFRİK EDİLEN DOSYADA DEĞERLENDİRİLMESİNE, davalı kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın ve müşterek çocuklar yararına TMK’nun 175 ve 182 maddesi uyarınca yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çoçukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarları azdır....
katkıda bulunma yükümlülüğü nazara alındığında çocuklar için önlem nafakası verilmesinin doğru olduğu, miktarlarının yerinde olduğu, çocuklar için verilen önlem nafakası miktarlarının reddedilen kısımları yönünden kararın kesin olduğu, tüm bu nedenlerle kadın için verilen önlem nafakası yönünden davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüne, davacı kadının istinaf talebinin reddine, çocuklar için verilen önlem nafakası miktarı yönünden reddedilen kısımların miktar itibari ile kesin olması nedeni ile davacı kadının istinaf talebinin reddine, müşterek çocuklar için verilen önlem nafakası miktarının yerinde olduğundan davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
nafaka ve tazminatlar yönüyle, davalı-davacı kadın tarafından ise nafaka ve tazminatların miktarları yönüyle temyiz edilmiştir....
Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. TMK'nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır Somut olayda; taraflar 02.04.2012 tarihli ilamla boşanmışlar, huzurdaki nafaka artırım davası iki yıl sonra 09.04.2014 tarihinde açılmıştır....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....