Aile Mahkemesinin 2015/2/7 esas sayılı dosyası ile önlem nafakası davası açtığını, ve aylık 500TL önlem nafakasına karar verildiğini, Konya 3. Aile Mahkemesinin 2016/258 esas sayılı boşanma davasında ise kadın lehine aylık 1.000TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, her iki dosyanın da aynı iddialarını yinelediğini, söz konusu icra dosyasındaki borçların erkeğin babasına ait olduğunu, erkeğin babasının söz konusu borçları kapattığı halde icra dosyalarının bilerek açık bırakıldığını,, davacının nakliyecilik yaptığını, aylık gelirinin 15.000TL'nin üzerinde olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davanın reddini istinaf etmiştir....
Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir....
Madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş, D.: Aile Hukuku, II. Cilt, 21. Bası, Ocak 2019, s. 302)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı kadın süresinde sunduğu cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talep etmemiş, karşı tarafın da hazır bulunduğu 09.12.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası isteğinde bulunmuş, mahkemece kadının düzenli ve sabit bir gelire sahip olduğu gerekçe gösterilerek nafaka talebinin reddine karar verilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı..oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından;tarafların 31.03.2011 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği, davacının kaymakamlığa ait unlu mamüller büfesini işlettiği,aylık 200 TL geliri bulunduğu, üzerine kayıtlı bir adet fındık bahçesinin olduğu,2002 model Renault marka aracının olduğu,davalının ise emekli olup aylık 1.311.56 TL maaşının olduğu, bir adet aracının bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davalı; davacı ile anlaşarak boşandıklarını, karşılıklı olarak nafaka alacaklarından feragat ettiklerini, ziynet ve nafaka alacakları için 1 yıllık zamanaşımının dolduğunu, iddia edildiği gibi ziynet eşyalarının müvekkilinde değil ...'dan ...'e gelen davacıda olduğunu, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını, tedavisinin devam ettiğini, ziynet alacağı talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddini dilemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, bekar olduğu, ailesinin yanında kaldığı, davalının ise işsiz olduğu, babasının yardımıyla geçindiği ve evli olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların, Tavşanlı 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/42 Esas ve 2008/210 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları ve davacı lehine 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kendi davasında nafaka miktarı, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından kadının nafaka davasının kabulü, kusur belirlemesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davası 20.12.2011 tarihinde açılmış, davacı-davalı kadın 23.11.2012 tarihli duruşmada yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur....
Davacının boşandığı eşinden yoksulluk ve iştirak nafakası alması, davalı babasından yardım nafakası almasına engel teşkil etmez. Davacı, boşandığı eşinden yoksulluk ve iştirak nafakasını tahsil edemediğini belirterek bu davayı açmış, delil olarak da Malatya 8....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/1711-2014/1628 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile; davacının yoksulluk nafakası artışı talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (birleşen davanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Ankara 3.Aile Mahkemesinin 31.10.2011 tarih ve 2010/456 E.-2011/1447 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davalı için aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının daha önce ortağı bulunduğu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini...