Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; yoksulluk nafakasının indirilmesi talep edilmiş; mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektiren delillerin dosyaya sunulmadığı,davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü temyiz eden davacı; nafakanın indirilmesini talep etmesine rağmen mahkemece talebinin nafakanın kaldırılması olarak değerlendirildiğini, eksik inceleme ile talebinin yersiz reddedildiğini iddia ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Dava; protokol ile belirlenen yoksulluk nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Çaycuma 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/142 Esas, 2013/377 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı lehine 200 TL yoksulluk ve 2010 doğumlu müşterek çocuk ... lehine 150 TL iştirak nafakasının hükme bağlandığını, aradan geçen sürede takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye, iştirak nafakasının 350 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, duruşmada talep edilen nafakayı ödeme gücünün olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

      Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2016 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Davacının yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere 750,00 TL arttırılarak toplam aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. ÜFE oranı hesaplanırken önceki nafaka davası dosyasının kesinleşme tarihi ile yeni nafaka davasının açıldığı tarih dikkate alınır....

      İlk derece mahkemesinin davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde indirilmesi davasının reddi yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varılmakla davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi halde indirilmesinin reddine dair verilmiş karara yönelik istinaf talebinin reddine, kadının yoksulluk nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf talebinin ise mahkemece hükmedilen artış miktarı nazara alınarak artış miktarının karar tarihi itibariyle kesin karar olması nedeniyle yoksulluk nafakasının artırılması davası yönünden istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Mahkemece, sözleşme yapıldığı zamandaki şartların davacı yönünden olağanüstü şekilde ağırlaşması veya hakkaniyetin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmesi hallerinin gerçekleşmesinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından bu sebeple nafakanın dava tarihinden geçerli olarak tamamen kaldırılması veya azaltılması talebi yerinde görülmediği, ilgili sağlık kurulu raporu ve davalının hamileliğinin başlangıç tarihi dikkate alındığında yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihi itibariyle kaldırılması şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından TMK 176/3. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/433 E-2010/70 K. sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine aylık 400 TL tedbir nafakasının 01.07.2009 tarihinden itibaren tahsiline, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm boşanma ve nafaka yönünden Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından onanarak 11.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. TMK'nunda yoksulluk nafakası 175.maddede düzenlenmiştir. Buna göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.'' TMK'nun 169.maddesine göre de; ''Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.''...

          Davalı; davacı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, davacı ve müşterek çocuklar için toplam aylık 1.000 TL nafaka bağlandığını, kendisinin yeniden evlendiğini ve borçlandığını, ayrıca kendisine ait malvarlığı olmadığını, istenilen nafakaların çok yüksek olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı ... yararına yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 700 TL'ye yükseltilmesine, tarafların müşterek çocuğu 2001 doğumlu Birkan yararına iştirak nafakasının yine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500 TL'ye yükseltilmesine, tarafların müşterek çocuğu 2011 doğumlu Samet yararına iştirak nafakasının yine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 350 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; ... Ale Mahkemesi'nin 2014/151 Esas dosyası ile davalı koca tarafından davacı aleyhine yoksululk nafakasının kaldırılması talep edildiği, mahkemece 15.05.2014 tarihinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verildiği, kararın 25.06.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda kesinleşen mahkeme kararı ile yoksululk nafakası kaldırılmış olduğundan mahkemece yoksululk nafakası talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde nafakanın artırılmasına karar verilmesi doğru değildir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkin davanın kabulü ile müşterek çocuk lehine 200 TL iştirak nafakasının 500 TL arttırılarak 700 TL olarak davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakasının arttırıma ilişkin taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Yoksulluk ve İştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkin olup, İlk derece mahkemesince verilen karara karşı; davacı taraf; hükmedilen iştirak nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakasının arttırılması taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

              Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Mahkemenin tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak belirlenen nafaka miktarı isabetlidir. Davacı da her zaman mahkeme ilamını icraya koyarak birikmiş nafakasını tahsil edebilir....

              UYAP Entegrasyonu