Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası bağlanması talebinin ise boşanma dosyasında davacının yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak; taraflar, ...... ....Aile Mahkemesinin 2009/275 E.-2012/357 K.sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yargılama esnasında davacı kadın “kendisiyle ilgili nafaka ve tazminat talebi olmadığını” beyan etmiş, mahkemece de; “Taraflar birbirinden nafaka ve tazminat talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine mahal olmadığına” hükmedilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Her ne kadar Mahkemece, davacının talebi yoksulluk nafakası hukuki nitelendirilmesi yapılarak hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de; dava niteliği itibari ile yardım nafakası talebine ilişkindir. Nitekim yoksulluk nafakası TMK.nun 175.maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca eşler birbirlerinden yoksulluk nafakası talebinde bulunabilmektedirler. TMK'nın 364/1 maddesi gereğince; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. .../......
Mahkemece; davacı için yoksulluk nafakasının 350TL'ye çıkarılmasına,karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır,” hükümlerini düzenlemiştir. Buna göre süresinde talep edilmediği takdirde bu hususlar ile ilgili olarak“ karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi gerekir. Davalı-karşı davacı kadın ön inceleme duruşmasında kendisi için 500 TL yoksulluk nafakası, 20.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek vekili ise açıkça bu taleplere muvafakatının olmadığını bildirmiştir. Davacı-karşı davalı erkek de ön inceleme duruşmasında 20.000 maddi ve 50.000 manevi tazminat talep etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili de bu taleplere muvafakatının olmadığını bildirmiştir....
İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. Davalı kadın, ön inceleme duruşmasının yapıldığı 17.04.2014 tarihinden önce, 10.03.2014 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalının, ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştirdiği yoksulluk nafakası ve tazminatlara ilişkin bu talebinin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Durum böyleyken, davalının yoksulluk nafakası (TMK m. 175), maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) istekleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Nafaka meblağı,davacının belirlenen ekonomik durumu ile orantılıdır. Bu nedenle iştirak nafakasının azaltılması isteminin reddine " karar vermek gerekmiştir. şeklindeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varıldığından davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının aylık 200,00 TL olarak belirlenen artış oranı ile 266,20 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılmasına hükmedildiği, davanın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yönünden nafaka değerinin yıllık (fiilen ödenen) 3.194,40 TL olduğu anlaşılmıştır. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 4.400,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davacı ... bakımından da yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 30/11/2001 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, son nafaka artırım kararından bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık 14 yıllık süre geçtiği, davacının 1/4/2007 tarihinde emekli olduğu, kendisine ait evde oturduğu, davalının ise Türkiye ve Almanya’dan ayrı ayrı emekli olduğu, beyanına göre Almanya’dan 697 euro, Türkiye’den 1.000,00 TL emekli maaşı aldığı, üç katlı evinin bulunduğu, 400,00 TL kira geliri elde ettiği, yeniden evlendiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, boşanma kararı ile eski eşine bağlanan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının davalının çalışmaya başladığı ve yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde, nafaka alacaklısının düzenli gelir getiren bir işte çalışması halinde yoksulluk halinin ortadan kalkacağı ileri sürülmüştür....