Kural olarak boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası kararının kesinleşme tarihi ile eldeki artırım davasının açıldığı 05.04.2010 tarihine kadar aradan geçen süre gözetilerek, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜIK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranı nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda artırıma karar verilmesi gerekir. Mahkemece, davalı erkek aleyhine dava tarihi olan 05.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 350,00 TL yoksulluk nafakası, 250,00 TL Aybüke yararına, 50,00 TL ise Ayşegül yararına iştirak nafakası olmak üzere toplam 650,00 TL nafaka belirlenerek, nafakalara her yıl TEFE oranında artış yapılmasına karar verilmiş olup, 31.12.2009 tarih ve 27449 sayılı resmi gazetede yayınlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararına göre 16 yaşını doldurmuş işçiler için asgari ücret davanın açıldığı tarih itibariyle net 576,56 TL’dir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası artırım talebinin reddini, müşterek çocuklar için artış yapılan iştirak nafakası miktarının düşük olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davacı kadın için için aylık 120 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 500 TL ye, müşterek çocuklar için aylık 120 şer TL olarak iştirak nafakasının da ayrı ayrı aylık 500 er TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk ve iştirak nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir. Önceki nafakanın takdirine ilişkin kararda, gelecek yıllar için artırım hükmünün bulunması, davacının yeniden dava açmasına ve mahkemece nafakanın yeniden belirlenmesine engel bir durum değildir....
Davalı-davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasında ise, kadının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek kadın ve yanında kalan ortak çocuk için ara karar ile verilen 100,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 250,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Yoksulluk ve iştirak nafakası, boşanma davasının eki niteliğindedir. Somut olayda erkeğin açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1801 E. 2011/1174 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiğini, ortak çocuklar 2004 doğumlu Deren ve Derin'in velayetlerinin davacı anneye bırakıldığını davacı için aylık 2.000,00- TL yoksulluk nafakası ve her bir çocuk için de 1500',00er-TL iştirak nafakası bağlandığını, İzmir 17....
TL yoksulluk, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere aylık 150,00 'şer TL'den toplam 450,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nafakaların hüküm ifade ettiği tarih ile arttırılma talebine ilişkin dava tarihi arasında geçen zaman diliminde, paranın alım gücündeki düşüş, davalının gelirinde meydana gelen artış, tarafların müşterek çocuğunun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davalı babanın çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünü ve ekonomik gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, çocuk için takdir edilen iştirak nafakası ve kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu açıktır....
Davalı vekili dilekçesinde; tarafların anlaşmalı boşanmalarından 5 ay gibi kısa bir süre sonra bu davanın açıldığını, müvekkilinin anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası ile geçimini temin etme imkanı olmadığından asgari ücretle bulduğu bir işte çalıştığını, aldığı ücretin kedsinini yoksulluktan kurtaracak bir miktar olmadığını, davacının boşanma karar sonrasında hükmedilen nafakaları ödemediğini, davalının yoksulluk halinin devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, iştirak nafakasının indirilmesi davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Tarafların Uşak 2.Aile Mahkemesinin 17/08/2017 kesinleşme tarihli 2017/357 Esas 2017/439 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davacı erkeğin davalı kadın için 500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için 500,00 er TL 'den 1.000,00 TL iştirak nafakası ödemesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/3843 esas sayılı icra takip dosyası ile boşanma ilamına ilişkin maddi - manevi tazminat, iştirak nafakası - yoksulluk nafakası, yargılama gideri, işlemiş faiz ve devam eden yoksulluk - iştirak nafakalarına ilişkin takip talebinde bulunduğu, davacı kadının icra takip dosyasına vermiş olduğu 24/04/2017 tarihli dilekçe ile bu dosyaya ilişkin tüm alacağını haricen tahsil ettiğini, dosya harcının ödenerek dosyanın infazını talep ettiği, ayrıca kendine ait olan nafakadan feragat ettiğini, çocuğunun nafakasının ise banka hesabına yatırılacağını belirttiği, davacı kadının söz konusu dilekçe ile kendisi için verilen yoksulluk nafakası alacağından ileriye yönelik olarak feragat ettiği anlaşıldığından yoksulluk nafakası artırım talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının doğru ve yerinde olduğundan davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....