Davacı davalı kadın vekili süresinde verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; nafaka bedelinin belirlenmesi için her zaman dava açılabileceğini, davalı tarafın daha önceden de yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi yönünde dava açtığını, ancak davasının reddedildiğini, artış oranının kaldırılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebini karşı dava olarak ileri sürmesinin kabul edilemeyeceğinden, davaların ayrılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Asıl davada iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkin talebin kısmen kabulüne, müşterek çocuk lehine Bakırköy 4....
Aile Mahkemesi'nin 01/07/2014 tarih, 2014/434 Esas, 2014/503 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve bu kararın 11/07/2014 tarihinde kesinleştiğini, protokol gereği müvekkilinin davalıya her ay 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödediğini, nafakanın ÜFE oranına göre her yıl artırıldığını ve müvekkilinin halen buna göre aylık 1.420,00 TL nafaka ödediğini, davalının gelirlerinin açlık ve yoksulluk sınırlarının üzerinde olduğunu sabit gelirinin olduğunu belirterek davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafakanın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bir değişikliğinin bulunmadığını ve günümüz koşullarında nafaka miktarının düşük kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulü ile, Eskişehir 2....
Maddesi uyarınca, davacı kadın için dava tarihinden itibaren 700,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, nafakanın boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devamına, kesinleşmeye müteakip yoksulluk yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, her ne kadar davacı kadının çalıştığı sabit olsa da asgari ücret düzeyinde gelirin kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağı ve fakat bu hususun nafaka miktarının tayininde göz önüne alınacağı değerlendirilmiştir." gerekçesi ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; Mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında ve SGK kayutlarında; davacı kadının anaokulunda öğretmen olarak çalıştığı, davalı kocanın ise makine teknikeri olarak çalıştığı, tarafların gelirlerinin birbirine yakın olduğu anlaşılmaktadır....
Dosya içeriğine göre, davalının düzenli bir işi ve gelirinin bulunmadığı, zaman zaman çalıştığı, çalıştığında asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiği, asgari ücret seviyesindeki gelirin yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ya da devam etmesine engel olmayıp nafaka miktarında bu gelirin değerlendirilmesi gerektiği, hükmedilen nafaka miktarı ve davalının yoksulluktan kurtaracak geliri bulunmadığı dikkate alındığında nafakaya hükmedilmesini gerektiren hallerde bir değişiklik olmadığı, davalının yoksulluk halinin devam ettiği, yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da azaltılması koşullarının bulunmadığı, mahkemece kararda yazılı nedenlerle davanın tümden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Sakarya 2....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2019 NUMARASI : 2018/395 ESAS, 2019/44 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul 4.Aile Mahkemesi' nin 02/01/2013 tarih 2012/789 Esas ve 2012/886 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, mahkemenin müvekkilinin davalıya aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ödemesine hükmettiğini, davacının bir müddet düzenli olarak her ay yoksulluk nafakasını ödediğini, ancak daha sonra davacının çalışma izni alamadığından çalışamadığını, ekonomik krizlerden dolayı iş bulamadığını, nafaka borcunu ödeyemediğini, davalının...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/45 ESAS - 2022/667 KARAR DAVA KONUSU : YOKSULLUK VE İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRIMI KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesinin 2016/253 Esas 2020/172 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin tarafına verildiğini, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00.-TL kendisi için 200,00....
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 9/2.madde gereğince nafaka davalarında reddedilen kısım için Avukatlık ücretine hükmedilemez. Yine ilk derece mahkemesince dava yoksulluk nafakası artışı davası olduğu dikkate alınarak yıllık artış miktarı olan 21.408,00 TL üzerinden Harçlar Kanunu gereğince nafaka davaları yönünden harç alınması gerekirken daha yüksek oranda harç alınmasına hükmedilmiştir....
Dava; nafaka (nafakanın kaldırılması) istemine ilişkindir. TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın azaltılması veya kaldırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; iştirak nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
Numaralı Zeynep Cezan'ın velayetlerinin davacı Anneye Verilmesine, Velayeti annede bırakılan reşit olmayan müşterek küçükler ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 25.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya İlişkin Talebin Reddine, Davacı lehine daha önce hükmolunan 250,00 TL tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devamına, kesinleşmeye müteakip 250,00 TL daha arttırılarak aylık 500,00- TL YOKSULLUK NAFAKASININ davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Müşterek çocuklar lehine, daha önce hükmolunan ayrı ayrı 200,00 TL tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devamına, kesinleşmeye müteakip 300,00 TL daha arttırılarak aylık 500,00'er TL olmak üzere toplam 1000,00- TL İŞTİRAK NAFAKASININ davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, Davacının çeyiz eşyası ve ziynet eşyası taleplerinin ayrı ayrı reddine,"...
12 yaşındaki çocuğunun aylık giderlerinin davacıyı zorladığını, ayrıca davalının başka bir kişi ile evli gibi 2 yıldır beraber yaşadığını, davetiye bastırıp, bu şahısla alenen düğün yaptığını, ancak nafaka kesilmesin diye resmi nikah yaptırmadığını belirtere, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, aksi taktirde dava tarihinden itibaren nafaka miktarının azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir....