WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, nafaka alacaklısı tarafından açılmış olan davanın reddedilen kısmı için karşı taraf olan nafaka yükümlüsü lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi, zayıf durumda olduğu kabul edilen nafaka alacaklısının mevcut durumunu daha da kötüleştirecektir. .... ./.. -2- Öte yandan, daha iyi konumda olan nafaka yükümlüsü tarafından açılmış olan davanın kısmen veya tamamen reddi halinde ise, genel ilke olan HMK. nun 326. maddesi geçerlilik kazanacak ve bu dava nedeniyle vekille temsil edilen davalı nafaka alacaklısı lehine vekâlet ücretine hükmedilecektir. Mahkemece, nafaka yükümlüsü tarafından yoksulluk nafakasının indirilmesi istemiyle nafaka alacaklısına karşı açılmış bulunan iş bu davanın kısmen reddi nedeniyle, davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken, avukatlık asgari ücret tarifesinin yanılgılı değerlendirmesi ile reddedilen dava ile ilgili olarak davalı lehine vekâlet ücretine karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, son yoksulluk nafakası artırımının 24.11.2005 tarihli dava ile 170TL'den 240TL olarak yapıldığı ve 01.01.2006 tarihinden itibaren nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacı Meral'in ev hanımı olduğu, aylık 500TL kira gideri olduğu, davalının ise 3.972TL emekli maaşının bulunduğu, evli ve ikisi üniversitede, biri lisede okuyan çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında en son nafaka artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK' in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2011 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 200,00.TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 21/02/2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, baba evinde kaldığı, davalının ise imam olduğu, 2.500.00. TL maaş aldığı, lojmanda kaldığı anlaşılmaktadır....

        Mahkemece, taraflar hakkında başkaca bir sosyal ekonomik durum araştırması yapılmamıştır.Dosya içerisinde bulunan taraflar arasındaki boşanma ve nafaka artırım dava dosyalarının incelenmesinden, davalı kadının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, geçimini aldığı nafaka ile sağladığı anlaşılmaktadır.Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir....

          Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir. Davanın açılması 743 sayılı Yasada herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178.maddesinde ise 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Somut olayda, tarafların ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 01.02.2012 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, eldeki davanın 05.02.2015 tarihinde açıldığı ve TMK 178/son maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gözönünde bulundurularak yoksulluk nafakasına ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            Aile Mahkemesinin 2011/942 Esas 2012/93 Karar sayılı, 12/03/2012 kesinleşme tarihli ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmış oldukları davada aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2015/544 Esas 2016/151 Karar sayılı ile davalı T4'ın lehine hükmedilen aylık 100 TL yoksulluk nafakasın aylık 300 TL'ye yükseltildiği anlaşılmıştır. Davacı ve davalının sosyal ve ekonomik durum araştırmasından tarafların ekonomik durumlarında esaslı bir değişikliğin olmadığı ve yoksulluk nafakasının artırıldığı tarih esas alınarak davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 10.10.2006 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 12.12.2007 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 13.10.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....

              Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile anlaşmalı boşandıklarını, davacının kusurlu olduğunu bildiği için nafaka talep etmediğini, kusurlu olan tarafın nafaka talep etme hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                -2- Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı gözönünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

                  (YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; müşterek çocuk Batu Toprak için iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece hükmün 2 numaralı bendinde müşterek çocuk Batu Toprak için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, müşterek çocuk için talep edilen nafaka yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada müşterek çocuk için talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; müşterek çocuk Batu için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu