TEDBİR NAFAKASI TAKDİRİNDE HAKKANİYET İLKESİ EŞLERİN AYRI YAŞAMASINDA HAKLILIK NEDENİNE BAĞLI NAFAKA DAVASI TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 4TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 186TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 197 "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı eşinin 2 ay önce evi terkettiğini ve kendisinin 16 aylık çocuğu ile birlikte baba evine sığınmak zorunda kaldığını belirterek; kendisi için aylık 1000 TL, müşterek çocuk için ise 500 TL olmak üzere toplam 1500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacının nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusu değerlendirildiğinde ise; davacının Bulgaristan'dan emekli olduğu ve maaş gelirinin bulunduğu, davalının ise Türkiye'den emekli olduğu ve maaş gelirinin bulunduğu, davalı hakkında ileri sürülen Bulgaristan'da çalışması ve ek geliri olduğu iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma, davalının ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, mahkemece davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakası miktarının az olmadığı anlaşıldığından, davacının nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunun esastan reddi yönünda karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yapılan yargılama ve toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere TMK'nun 185/3. maddesi uyarınca eşlerden herbirinin diğerine yardımcı olmak zorunda olmasına, diğer yandan aynı kanunun 186/3. maddesi uyarınca da eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlığı ile katılmak zorunda bulunmalarına ve özellikle davacının birliğin korunması cümlesinden olarak TMK'nun 197/2. maddesine göre nafaka istemekte haklı olduğunun subuta ermesine, tarafların mali ve sosyal durumuna ve geçim şartlarına göre takdir edilen nafaka miktarının makul bulunması karşısında kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kocaeli 2....
Davalı-davacı kadın vekili ise; Hükmedilen 75 TL arttırımın yetersiz olduğunu, yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle erkek lehine ücreti vekalete hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp, yoksulluk ve iştirak nafakasının 500'er TL'ye yükseltilmesine ve hükmedilecek nafakalara talep tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde 100 TL'ye indirilmesi isteminden ibarettir. Karşı dava, 200 TL olarak belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesi talebine ilişkindir....
TL yoksulluk, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere aylık 150,00 'şer TL'den toplam 450,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile boşandıklarını, 1998 ve 2001 doğumlu çocuklarının velayetinin davalı babaya verildiğini, boşanma sırasında doğan 2011 doğumlu çocuk ...' in velayetinin ise anneye verildiğini, boşanma ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olduğunu ileri sürerek 700 TL yoksulluk nafakası ve 350 TL iştirak nafakası verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacının daha önce açtığı davanın reddedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ..’in yayınladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.- Dosya kapsamından, tarafların 20.11.2009 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı için aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık altı yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olduğu, geliri olmadığı, davalının ise işçi olup, aylık 1.273.50 TL gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; aylık 150,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye; 100,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının 250,00 TL'ye çıkartılması istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 200,00 TL'ye; yoksulluk nafakasının ise 275,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/....maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir....
Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının mahkemece belirlenen nafakaları keyfi olarak süresinde ve tam ödememesi nedeniyle nafakaların tahsiline yönelik icra takibi yapıldığını, davacının, müvekkilinin çalıştığını bilerek yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, davacının anlaşmanın üzerinden çok uzun bir zaman geçmeden kabul ettiği nafaka miktarlarının azaltılması yönünden bu davayı açtığını, nafakanın indirilmesi ve kaldırılmasının hakkaniyete uygun olmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; '' Davacı vekili müşterek çocuklar lehine hüküm altına alınmış bulunan iştirak nafakasının indirilmesi, davalı lehine hüküm altına alınmış bulunan yoksulluk nafakasının ise kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Müşterek çocukler T1 ve Merve Gamze Kayabaş'a iştirak nafakasının tayin olunduğu 2015 yılından bu yana dört yaş büyümüş, infak/iaşe/eğitim giderleri artmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ....’in yayınladığı..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/181 Esas- 2008/60 Karar sayılı, 09.11.2009 kesinleşme tarihli karar ile boşanmışlar, davacı lehine mahkemece aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davacı lehine hükmedilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası 75,00 TL artırılarak aylık 275,00 TL ye yükseltilmiştir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....