WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

annesinin nafaka istememiş ise de bu hususun müvekkilini bağlamadığını ve medeni kanun hükümlerine göre yoksulluk halinde bulunan çocuğun babasından nafaka isteme hakkı bulunduğundan müvekkilinin dava açma hakkının mecut olduğunu, bu nedenle ilerde artış haklarının saklı kalmak üere müvekkili için 1.000 TL katılım nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Her ne kadar davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı müvekkil lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının yetersiz olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece taraflar tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında eğitim hayatına devam eden davacı yararına hükmedilen yardım nafakası miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kardeşlerin kanunen bakmakla yükümlü olunan kişiler arasında sayılmadığını, nitekim bakım nafakası değil, şartları varsa yardım nafakası ödemekle yükümlü tutulduklarını, davalıların nafaka yükümlüsü sayılmasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin refah içinde yaşamadıklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen nafaka miktarının da yüksek olduğunu belirterek, davanın her bir davalı açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Dava niteliği gereği TMK'nunn 364. Maddesi uyarınca yardım nafakası istemine ilişkindir. Madde metnine göre " Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır....

Zira evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gerekli bazı ortak giderler mevcuttur. Bu giderlere örnek olarak, kira parası, yakıt parası, elektrik, telefon ve su parası gibi giderler gösterilebilir. Giderlere katılmada ise; eşlerin "güçleri" ölçü olarak esas alınmalıdır. Davacı (kadın)ın geliri bulunması, emekli olması, gelirlerinin davalıyla denk olması, hatta davalının gelirinden daha fazla olsa bile, davalı (koca)yı ortak giderlere katılma yükümlüğünden büsbütün kurtarmaz, bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Keza, davacı (kadın)ın belirli ve sürekli bir gelirinin olması, ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2021 NUMARASI : 2018/666 ESAS, 2021/57 KARAR DAVA KONUSU : TEDBİR NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 23/06/1989 tarihinde evlendiklerini, davalının müvekkilini aldatmasının yanı sıra eş olmanını gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, çocuklarıyla ilgilenmediğini, ailesine bakmadığını, müvekkilinin kişiliğine ve ailesine küfürler ederek hakaretlerde bulunduğunu ve 27.08.2018 tarihinde evi terk edip bir daha da dönmediğini belirterek, davalarının kabulü ile aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir...

    MANEVİ TAZMİNATTEDBİR NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 169 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 185 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanmaya neden olan hadiselerde taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu davacı eş (kadın) yararına manevi tazminat takdiri isabetsizdir. 3- Davacı eş (kadın) fizyoterapist olarak çalışmakta olup, düzenli bir gelire sahiptir. Kadın için tedbir nafakası takdiri doğru görülmemiştir....

      Davacının babası olan davalı ile annesinin 2006 yılında boşandıkları, o dönemde velayetler anneye verildiği halde iştirak nafakası talep edilmediği, yine davacının kardeşi tarafından davalı baba aleyhine açılan davada yapılan araştırmalar neticesinde ve istinaf incelemesinden de geçen karar kapsamında davacının kardeşi için aylık 900,00 TL yardım nafakasına hükmedildiği, bu kararın da henüz kesinleşmediği, davacının öğrenci olup dava tarihi itibarıyla üniversite sınavlarına hazırlandığı görülmüştür. Bu haliyle TMK 328/2 ve 364.maddeler kapsamında ilk derece mahkemesince davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur, ancak tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları yine davacıya karşı nafaka yükümlüsü olan annenin ekonomik durumu dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka azdır....

      Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "davanın kısmen kabulüne, davacı için 03/10/2019 tarihli celse 4 nolu ara kararınca hüküm altına alınmış aylık 600,00 TL.müşterek çocuk için aylık 600,00 TL.olarak belirlenmiş nafaka miktarlarının kararın kesinleşmesine kadar sürdürülmesine, kararın kesinleşmesinden sonra her bir nafaka miktarının aylık 150,00 TL.artırılarak davacı için aylık 750,00 TL./ay, müşterek çocuk için 750,00 TL/ay hükmen tedbir nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Davalı erkek; boşanma davasında verilen birleştirme kararına uyulmadan, tanıkları dinlenmeden davanın kabulüne karar verilmesi ve nafaka miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; nafaka miktarının az olması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

      Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü tarafların ekonomik durumlarına ilişkin belgeler, çocuğun eğitimine devam etmesi nazara alınarak, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davacı lehine nafaka takdir edilmesinin ve miktarının yerinde olduğu kanaatine varıldığından, davalının nafaka takdiri ve tarafların miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin nafakanın dava tarihinden itibaren başlamasına dair karar ve gerekçesinin yerinde olması nedeni ile davacının bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin 10.11.2021 tarihli tashih şerhinin kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Baba ile soybağı ise; tanıma, ana ve babanın birbirleriyle evlenmesi, hakim hükmü ve evlat edinme yoluyla kurulur (TMK. m.282). Nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davaya konu çocuğun davalı baba tarafından tanındığı anlaşılmaktadır. TMK 327. maddesine göre; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. TMK. 328/1.maddesine göre; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir."...

      UYAP Entegrasyonu