Dava, velayetleri davacı annede olan müşterek çocuklar için iştirak nafakası davasıdır. TMK'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2018 NUMARASI : 2018/226 ESAS, 2018/1063 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 05/09/1999 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davalının 03/05/2014 tarihinde çocuklarını perişan halde bırakarak evi terk ettiğini, başka bir erkekle yaşamaya başladığını, maddi açıdan durumunun iyi olduğunu, lüks bir hayat sürdüğünü belirterek, her bir çocuk için en az 700,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili duruşmadaki beyanında; davanın yaklaşık 4 yıldır devam ettiğini, bu sürede davalının maaşının arttığını, bu sebeple nafakayı artırmaya gerek gördüklerini, nafaka olarak 4.000,00.-TL talep ettiğini, değişen koşullar sebebiyle nafakanın 7.000,00.-TL'ye çıkarılmasını talep ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece; "Açılan dava; davacı ve müşterek çocuk Altay için Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemesinin 2014/323 Esas ve 2014/654 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması ve evlilik dışı doğan müşterek çocuk Nazmi için iştirak nafakası istemine ilişkindir. Davacı ve müşterek çocuk Altay Yardımcı yönünden açılan nafakanın artırılması davası yönünden yapılan değerlendirmede; davacı ve davalının Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemesinin 2014/323 Esas ve 2014/654 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, müşterek çocuk Altay'ın velayetinin annesine verildiği, davacı kadın lehine 500,00.-TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Altay lehine 250,00....
Boşanma tarihi itibariyle yaşı küçük olan iki çocuğun velayeti davacı anneye verilmiş, çocuklar lehine iştirak nafakası düzenlenmemiştir. İştirak nafakasının niteliği gereği kanunen istenmesine engel durum yoktur. Davalı tarafın boşanma protokolü kapsamında kadına devrini kabul ettiği gayri menkuller nedeniyle iştirak nafakası yükümlülüğünden kurtulması da mümkün değildir. Bu durum ancak iştirak nafakası belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınırken gözetilmesi gereken bir husustur. TMK 182/2.madde gereğince velayet verilmeyen babanın çocuğuna ekonomik destek yükümlülüğü ve bu kapsamda nafaka ödemesine hükmedilmesi doğrudur. Dosya kapsamında toplanan deliller, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında müşterek çocuk Muhammed Emin için takdir edilen nafaka miktarı çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyete uygundur....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın; lehine takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı koca mahkememizin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğinde kaldırma karından sonra verilen hüküm yönünden istinaf yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve davacı kadının sürekli ve düzenli bir gelirinin olmadığına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/616 KARAR NO : 2023/44 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİLİVRİ AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15.06.2021 NUMARASI : 2019/754 ESAS, 2021/608 KARAR DAVA KONUSU : YARDIM NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalının, davacının babası olduğunu, davacı Ali Eren ve Merve Nur'un davalının evlilik dışı ilişkisinden meydana geldiğini, tanıma yolu ile davalının nüfusuna kayıtlı olduklarını, çocuklar için mahkeme kararı ile iştirak nafakası belirlendiğini belirterek Merve Nur için 1.000,00 TL olan iştirak...
itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4- Davacı kadının, maddi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 5- Davacı kadının, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ; Mersin 1.Aile Mahkemesi'nin 16/10/2018 tarih 2017/752 Esas 2018/743 Karar sayılı ilamının , infazda tereddüt yaratmaması amacıyla, tedbir- iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin, ''Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere velayeti anneye verilen müşterek çocuk YİĞİT ALİ KURU için aylık 200,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacı anneye verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakanın İŞTİRAK NAFAKASI olarak devamına, Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı T1 için aylık 200,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakanın YOKSULLUK NAFAKASI olarak...
Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olmadığı, ev hanımı olup düzenli işi, geliri ve mal varlığı olmaması karşısında boşanmakla yoksulluğa düşeceği TMK 175.madde yasal koşulları lehine oluştuğu dikkate alındığında kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmesi uygun olduğu gibi tarafların dosyaya yansıyan ekonomik, sosyal durumları ve hakkaniyet dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarı da uygundur. Bu haliyle, davalı erkeğin, kadına yoksulluk nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili kararın gerekçesiz olması, nafaka takdiri ve miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı istinafa cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesinin iştirak nafakası takdirine ilişkin kanun maddelerini yazmak sureti ile ve tarafların ekonomik sosyal durumları ve çocuğun ihtiyaçları gözetilerek nafaka takdir edildiğinin belirtilmesi nedeniyle davalının kararın gerekçesiz olduğu yönündeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.182/2) TMK'nun 331. maddesi uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
Birleşen dava yönünden; usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller, TMK 328 ve 364.maddeler dikkate alındığında davacının babası olan davalının davacıya karşı nafaka yükümlülüğü mevcuttur. Birleşen dava yardım nafakası davası olduğu halde nafaka artırım davası gibi karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yardım nafakasına hükmedilmesi doğrudur, ancak ilk derece mahkemesince takdir edilen nafaka miktarı çocuğun yaşı, okul durumu, ihtiyaçları, tarafların ve davacıya karşı nafaka yükümlülüğü de bulunan annenin dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları karşısında azdır. Davacı taraf nakafaya yıllık artış uygulanmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiştir....