Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı kadının işsiz olduğu, davalı erkeğin ise devlet memuru olarak çalıştığı bu itibarla davalı erkeğin ekonomik ve sosyal durumunda olağanüstü bir değişiklik olduğunun kabulüne imkan bulunmadığı, aynı şekilde kadının ihtiyaçlarının da olağanüstü bir biçimde yükseldiğine, nafakaya hükmedildikten sonra farklı ve beklenmeyen olağanüstü ihtiyaçlarının ortaya çıktığına dair bir ispat bulunmadığı sabittir. Bu nedenle davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakasının TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üfe oranı üzerinden artışı gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, 1998 yılında 20 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının, aylık 400 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, aylık nafakanın 350 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların haksız ve gerçek dışı olduğunu, işten çıkartıldığını, gelirinin olmadığını, boşanma ilamı sonrası geçen 1,5 yıllık sürede ekonomik durumunun iyileşmediğini, çocukların okul ihtiyaçlarını karşıladığını, ayrıca elden para verdiğini, düzenli bir işinin olmadığını, kazandığı parayla geçimini ve nafakaları ancak ödediğini, davacının kendisi için nafaka şartlarının olmadığını, davanın reddini beyan ve talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine, müşterek çocuklar lehine aylık 120,00'şer TL olan iştirak nafakasının aylık 30'ar TL arttırılarak aylık ayrı ayrı 150'şer TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
Davacı, boşanmanın kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi içinde maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1- 2) ile yoksulluk nafakası (TMK m.175) talep etmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan boşanmanın fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur, boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Kesinleşen boşanma davası tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) ile yoksulluk nafakası (TMK m.175) talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : EMİRDAĞ ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2015 NUMARASI : 2014/46-2015/62 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir....
Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. TMK'nın 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların Ankara 4....
itimat ederek kabul ettiğini belirterek yoksulluk nafakasının 100 TL'ye ve iştirak nafakasının 150 TL'ye indirilmesini talep etmiştir....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 27.10.2010 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 03.01.2012 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 05.03.2014 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, 25.05.2010 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile birlikte 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir.Mahkemece, aylık nafaka miktarı 400,00 TL olarak belirlenmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....