İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davanın kısmen kabulü ile; yerel mahkeme kararını müşterek çocuk Mehmet Çapan lehine bağlanan 200 TL iştirak nafakasının 1.300 TL arttırarak toplamda aylık 1.500 TL iştirak nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası arttırım talebinin çalışıyor olması ve gelir elde etmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararını yoksulluk nafakası talebinin reddini, hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakası arttırım talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Açılan davanın davacı T1 için yoksulluk nafakasının arttırım talebine, müşterek çocuk Mehmet Çapan için iştirak nafakasının arttırım talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacılar Herzan ve Alican yönünden Dicle Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/155 Esas ve 2014/97 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırılması, Safiye yönünden de yardım nafakası talebine ilişkindir. Davacılar vekilinin; yardım nafakası talebinin reddine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; (1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler (TMK md.328). (1) Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (2) Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. (3) Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır (TMK md.364)....
Aile Mahkemesinin 2017/196- 245 E-K sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuk 2010 d.lu Yağmur İlke'nin velayetinin kendisine verildiğini, çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, talep etmediğinden kendisi için yoksulluk nafakasına karar verilmediğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, eğitimin gerektirdiği zorunlu masraflar olduğunu, boşandıktan sonra yoksulluk sınırı altında yaşadığını, şu an çalışmadığını belirterek kendisi için aylık 1.500 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Yağmur İlke için mevcut 250 TL iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasını dava ve talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/196- 245 E-K sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuk 2010 d.lu Yağmur İlke'nin velayetinin kendisine verildiğini, çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, talep etmediğinden kendisi için yoksulluk nafakasına karar verilmediğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, eğitimin gerektirdiği zorunlu masraflar olduğunu, boşandıktan sonra yoksulluk sınırı altında yaşadığını, şu an çalışmadığını belirterek kendisi için aylık 1.500 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Yağmur İlke için mevcut 250 TL iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasını dava ve talep etmiştir....
Yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde, boşanmadan önceki yaşam standardının aynıyla sürdürülmesinin sağlanması gerekmez. Nafaka alacaklısının yaşı, eğitim durumu, barınma olanakları, düzenli ve sabit olmasa bile bir miktar geliri olup olmadığı, benzer konumda bir kimsenin normal gereksinimlerine göre olabilecek makul yaşam standardı ile nafaka yükümlüsünün ödeme olanağı birlikte değerlendirilerek; hakkaniyete uygun bir miktar yoksulluk nafakası olarak kararlaştırılmalıdır. Böyle bir değerlendirme yapıldığında; davacı-davalı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası orantısız ve çok fazladır. Hükmün, diğer bölümlerinin onanması; yoksulluk nafakası bakımından bozulması gerektiği düşüncesiyle; değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davacının iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; tarafların boşanmalarına karar veren mahkemece yapılan yargılama esnasında tedbir ve yoksulluk nafakasının tartışılması neticesinde boşanmaya karar verilip bu kararın kesinleştiği, bu durumda davacının kendisi için artık nafaka talep edemeyeceğinden davacı için talep edilen yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak iştirak nafakasının davalı tarafından ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan asıl davada; iştirak ve yoksulluk nafakasının indirilmesi, davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan karşı davada iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, önceden taraflara dair nafakaya ilişkin dava koşullarında bu nafaka kararlarının verildiği tarih gözetilerek, tarafların ekonomik durumunda önemli ölçüde herhangi bir değişikliğin olmadığı gerekçesiyle hem asıl davanın, hem karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....
KARŞI OY Dava, iştirak nafakası istemine yöneliktir. Davacı vekili; boşanma davasında velayetleri müvekkiline bırakılan ortak çocukların masraflarının arttığını, davalı annenin çalışmaya başladığı için mali ve sosyal durumunun iyileştiğini, ancak çalıştığı hâlde çocuklarına maddi olarak yardım etmediğini belirterek 300,00’er TL iştirak nafakasına ve hükmedilecek nafakaların ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin yoksulluk nafakası aldığını ve nafaka verecek gücünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....