Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2014/770 Esas 2015/233 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma sonucunda müşterek çocuk Ali Ulaş'ın velayetinin müvekkiline bırakıldığını, müşterek çocuk ile müvekkili için aylık 450,00'şer TL olmak üzere toplam 900,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakası bağlandığını, tarafların boşanmalarının ve nafaka belirlenmesinin üzerinden 4 yıl gibi bir süre geçtiğini, ağırlaşan ekonomik koşullar ve hayat şartları karşısında çocuğun masraflarının artması sonucunda müvekkili ve çocuğun maddi olarak zor durumda kaldığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek aylık 450,00 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren başlamak üzere 550,00 TL olarak arttırılarak aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 550,00 TL arttırımı ile aylık 1.000,00TL 'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, masrafların arttığını ileri sürerek aylık 150.00.-TL olan yoksulluk nafakasının 800.00.-TL ye, aylık 100.00.-TL iştirak nafakasının 1.200.00.-TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı, davanın reddini istemiştir ....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Çaycuma 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/552 Esas- 2010 /613 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı lehine 300 TL yoksulluk nafakasının hükme bağlandığını, aradan geçen sürede takdir edilen nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk nafakasının 1000,00 TL' ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....

      Somut olayda, kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının toplam miktarının ve iştirak nafakası yönünden ve artırılan iştirak nafakasının yıllık nafaka miktarı 5.390,00 TL'yi aşmadığından HMK 341/2.maddesi gereğince istinaf sınırı altında kalan nafakaya ilişkin karar kesin olmakla yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının artırılmasına yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı-davalı erkeğin ödemelerin tenzili talebinin reddi yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davacı-davalı erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması-artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Asıl davada; hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen davada ödenen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; asıl dava ve birleşen dava yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....

        Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, nafakanın kaldırılması veya azaltılması için gerekli koşulların oluşmadığını, takdir edilen ve ÜFE sonucunda artan nafakaların günümüz koşullarında yetersiz olduğunu, çocuğun halen özel Diltaş lisesine gittiğini, okul, yemek, servis, kitap kırtasiye masraflarının olduğunu, müvekkilinin herhangi bir maaşının gelirinin bulunmadığını, yoksulluk nafakasının hayatı değişen kişinin yoksulluk çekmesini önlenmesine yönelik olduğunu, müvekkili içinde takdir edilen yoksulluk nafakasının günümüz koşullarında yetersiz kaldığını dört aydır davacının bu nafakaları artırmadan yatırdığını belirterek asıl davanın reddine davalarının kabulü ile başak için takdir edilen aylık 506TL iştirak nafakasının aylık 900TL'ye, davalı müvekkili için takdir edilen ve aylık 759,00TL olan yoksulluk nafakasının da 1.000TL'ye artırılmasını talep etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; bu haliyle boşanmanın 13/12/2021 tarihinde, nafaka ve sair hususların 13/04/2022 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 06/12/2021 tarihinde açıldığı, mahkemece boşanma ile birlikte müşterek çocuk lehine takdir olunan iştirak nafakasının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, iştirak nafakasının boşanmanın kesinleşme tarihi olan 13/12/2021 tarihinden itibaren geçerli olduğu, iş bu dava tarihinin ise kısa bir süre önce 06/12/2021 olduğu, kaldı ki takdir olunan iştirak nafakasının istinaf denetiminden geçerek 13/04/2022 tarihinde kesinleştiği, geçen sürenin çok kısa olması ve iştirak nafakasının iş bu dava tarihinden sonra kesinleşmesi nedeniyle nafakanın arttırım şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir....

        Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için verilen 250 TL iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. TMK’ nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

            Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda;artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 04.02.2014 tarihinde kesinleşen nafaka artırım davası neticesinde belirlendiği,eldeki artırım davasının ise 29.04.2015 tarihinde açıldığı,tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında 2014 yılında yapılan nafaka artırımı sonrasında olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları yönünden yapılan incelemede ise,davacı ...'nın ev hanımı olduğu ve geliri bulunmadığı,davacı ...'...

              UYAP Entegrasyonu