TMK'nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre, mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamalarına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; nafaka TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Zonguldak 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; davalı ile...4. Aile Mahkemesi'nin 2005/640 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, bu kararla kendisi için aylık 100TL, müşterek çocuk ... için aylık 50TL nafaka bağlandığını; ancak, bu nafakanın da günümüz ekonomik koşulları sonucu yetersiz kaldığını belirterek; nafakanın artırılarak, yoksulluk nafakasının aylık 700TL' ye, iştirak nafakasının aylık 400TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Davalı, davayı kabul etmediğini, bir otobüs firmasında bilgi işlem personeli olarak çalıştığını, aylık gelirinin 1.400 TL olduğunu, dava dışı müşterek çocuk Furkan'ın da yardım nafakası davası açtığını ve davanın derdest olduğunu, davacının nafakanın kesilmemesi için sigortasız bir işte çalıştığını duyduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde 50 Tl'ye indirilmesine, müşterek çocuk Berna için ise nafakanın 100 TL olarak belirlenmesini istemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Oysa dairemizce getirtilen ve kesinleşen önceki nafaka ilamından da anlaşılacağı üzere dava iştirak nafakası niteliğinde değil yardım nafakasının artırımı niteliğindedir.Her iki nafaka farklı hukuki niteliklere sahip olduğundan ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin bu yönde düzeltilmesi gerekir. Öte yandan; TMK.nun 328.maddesinde" anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.", TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır....
Aile Mahkemesinin 2017/801 Esas, 2017/1044 Karar sayılı yardım nafakası talepli dava dosyasının sonuçlanmasından 6 ay kadar sonra lisans diplomasını aldığını, söz konusu dava duruşmasının akabinde davacının, müvekkilinin 2.600,00 TL olan emekli maaşından 1.000,00 TL'sini kendisine verdiğini ve kendisinin mağdur olmadığını söylediğini ancak söz konusu davayı açtığını belirterek, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile davacı-davalı lehine 2017/801 Esas, 2017/1044 Karar sayılı kararı ile verilen 400,00 TL yardım nafakasının söz konusu dava tarihinden itibaren 600,00 TL artırılarak 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, belirlenen nafakanın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; önceki nafakanın artırımı davasının 30.07.2008 tarihinde açılmış olup, 27.04.2010 tarihinde 150 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın ise 25.03.2015 tarihinde açılmış olduğu, davacı kadının, ev hanımı olduğu, 177 TL ölüm aylığı aldığı, aylık 365 TL kira gideri olduğu; davalının ise memur olup 2.625 TL maaş aldığı, lojmanda ikamet ettiği, evli olduğu, adına kayıtlı 1 adet dairesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, önceki nafakanın artırımı davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
un davasının kısmen kabulü ile nafakanın kısmen arttırılarak aylık 600TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve yargılama süresince ödenen kısımda tekerrüre esas olmayacak şekilde davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalı ...'a verilmesine, davalı/karşı davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı/karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile nafakanın aylık 475 TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK'nın 331. maddesi gereğince; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....