Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 364 vd. m.leri) TMK'nun 364. maddesinde yardım nafakası yükümlüleri, 365. maddesinde ise dava hakkı ve koşulları belirlenmiştir. Buna göre yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşler diğerinden yardım nafakası talep edebilir. TMK.'nun 328. maddesine göre ana-babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler....

Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 364 vd. m.leri) TMK'nun 364. maddesinde yardım nafakası yükümlüleri, 365. maddesinde ise dava hakkı ve koşulları belirlenmiştir. Buna göre yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşler diğerinden yardım nafakası talep edebilir. TMK.'nun 328. maddesine göre ana-babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler....

Evlilik birliği devam ederken karı kocanın birbirlerine hakkında koşulları oluştuğu takdirde tedbir nafakası açma (TMK.197) hakları vardır. Kural olarak herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile anne ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.(TMK m.364) Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir....

miktarının yeterli olduğu, annenin düzenli bir gelirinin olmayışı, kadının yoksul olup çocuk Mert için nafaka ödemekle sorumlu tutulamayacağı, çocuk Mert için iştirak nafakası verilmemesinin de doğru olduğu, çocuklar adına iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamının istenemeyeceği, zira çocukların reşit olduktan sonra kendi adlarına yardım nafakası talep edebilecekleri anlaşıldığından davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

miktarının yeterli olduğu, annenin düzenli bir gelirinin olmayışı, kadının yoksul olup çocuk Mert için nafaka ödemekle sorumlu tutulamayacağı, çocuk Mert için iştirak nafakası verilmemesinin de doğru olduğu, çocuklar adına iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamının istenemeyeceği, zira çocukların reşit olduktan sonra kendi adlarına yardım nafakası talep edebilecekleri anlaşıldığından davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

Ankara 2010.sh.983-988)b) TMK. 364-366 hükmüyle nafaka yükümlülüğü düzenleme konusu yapılmaktadır. Yoksullara yardım etmek hem dini hem de ahlaki bir görev ve sorumluluktur. TMK.365. madde hükmünde belirtilen yardım nafakası için mirasçılıkta sıra gözönünde tutularak açılır. O halde, yardım nafakası öncelikle altsoydan istenilmelidir. Altsoyu yoksa üstsoyundan yardım nafakası istenilmelidir. Şimdi olayımıza geri dönelim ve hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan evli iken boşanan kız çocuğunun baba olan davalıdan yardım nafakası isteyip isteyemeyeceğini inceleyelim: Davacı işsizdir, hiçbir geliri de yoktur. Ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına göre de davacının iş bulma imkanı oldukça azdır. Boşanmış ve eşinden yoksulluk nafakası da talep etmemiştir. Salt iddiaya dayalı olarak “eşinden almadı isen babadan da alamazsın demek” İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde belirtilen ve gösterilen “eşitlik ilkesine” de aykırı düşecektir. (Ömer U.Gençcan T.M.K....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2022 NUMARASI : 2021/33 ESAS - 2022/454 KARAR DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; katılım nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin annesinin Nazilli 1....

    Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan yakına yaşaması için gerekli yardımın teminine yönelik ahlaki ve hukuki bir yükümlülük olup, TMK.'nun 364.vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı ...'in onsekiz yaşını bitirdiği, özürlü durumu nedeniyle kısıtlanmasına karar verildiği ve annesiyle birlikte kaldığı, daha önce ...'e nafaka verilmediği anlaşılmaktadır. Adıgeçenin belirtilen durumu, geliri ve mal varlığının bulunmaması, ekonomik ve sosyal olgular ile yardım nafakasının niteliği gözetildiğinde davalı babanın özürlü ve kısıtlı bulunan çocuğuna yardımda bulunması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Boşanma kararının kesinleşmemesi, velayetin anne ve babada bulunması olguları çocuğun yardım ihtiyacını etkilemez. Mahkemece takdir edilecek yardım nafakası ile davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir....

      Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kardeşlerin kanunen bakmakla yükümlü olunan kişiler arasında sayılmadığını, nitekim bakım nafakası değil, şartları varsa yardım nafakası ödemekle yükümlü tutulduklarını, davalıların nafaka yükümlüsü sayılmasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin refah içinde yaşamadıklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen nafaka miktarının da yüksek olduğunu belirterek, davanın her bir davalı açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Dava niteliği gereği TMK'nunn 364. Maddesi uyarınca yardım nafakası istemine ilişkindir. Madde metnine göre " Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır....

      Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

        UYAP Entegrasyonu