Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 364-366 maddelerine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önüne tutularak açılır. TMK'nun 365/3. maddesinde nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği; TMK'nun 366. maddesinde ise korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, küçük için nafaka takdir edilirken, anne ve babanın sosyal ve ekonomik durumları ile küçüğün yaşı ve ihtiyaçları gözetilmeli; nafaka yükümlüsü davalının ödeme gücü ve geliri ile orantılı ve hakkaniyete uygun olacak şekilde bir nafakaya karar verilmelidir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK madde 364/1) Çocuk ergin olduğu halde eğitimine devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK madde 328/2) Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....
Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davada; davacı için talep edilen nafaka niteliği itibari ile yardım nafakası olup, mahkemece hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi, usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; davacı ... ile küçük çocuk .... için tedbir nafakası; 27.02.1993 doğumlu ... için yardım nafakası talep edilmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... için talep edilen nafaka niteliği itibari ile yardım nafakası olup, mahkemece hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiş ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....
Somut olayda; davacı, davalıdan yardım nafakası talep etmektedir. Her ne kadar davacı vekili duruşmadaki beyanında; daha önce açtıkları davanın tedbir nafakası, halihazırdaki davanın yardım nafakası davası olduğunu ve nafaka artırım davası olmadığını ifade etmiş ise de; dosya içerisinde bulunan ......
Dava, TMK'nun 364.maddesi gereğince yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK'nun 365/4.maddesinde yer alan "Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir" hükmü gereğince davacı ... tarafından açılmıştır. Aynı maddenin son fıkrasında ise "Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir" . Davalıların yakını olan ve yardım nafakası istenen Cuma ... Başkan'ın davanın açıldığı 25.2.2010 tarihinde Sakarya Huzurevinde kaldığı ve davanın bu amaçla Sakarya Aile Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Sakarya Kaymakamlığından alınan yazıda, nafaka alacaklısının 23.6.2009 tarihinde Sakarya Huzurevine kabulünün yapıldığı, 25.3.2010 tarihinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Tavşancıl Huzurevi Müdürlüğüne naklinin yapıldığı açıklanmıştır. Her dava, davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Dava tarihinde nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi Sakarya Aile Mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Torunla Kişisel İlişki Kurulması - Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalılar tarafından kişisel ilişki süresi ve kabul edilen yardım nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalıların kabul edilen yardım nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2018 tarihinden itibaren 2.590 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 gün ve 2005/3-169 esas 235 karar sayılı ilamı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....