WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tedbir nafakası her an doğup işleyen alacak niteliğindedir. Davacı kadın dava dilekçesinde müşterek çocuklar için nafaka istemediğini beyan etmiş, ancak 11.3.2014 tarihli dilekçesi ile çocuklar için yeniden tedbir nafakası talep etmiştir. O halde müşterek çocuklar yararına 11.3.2014 tarihinden başlamak ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam etmek üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren tedbir nafakası verilmesi de doğru olmamıştır....

    Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir....

      Davacı-karşı davalı erkek vekili, kararı münhasıran davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, davalı-karşı davacı kadın vekili ise; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası istemleri, erkek yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf ettiğinden, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası istinaf kapsamı dışında kalarak taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Bu sebeple, istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm tesisi mümkün olmamıştır....

      Buna göre; kabul edilen tedbir nafakası miktarı yıllık 15.000,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Mahkemece, kabul edilen tedbir nafakası yıllık tutarlarının karar tarihi itibariyle istinaf kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL'yi aşmadığından davalının istinaf dilekçesinin HMK'nun 341/2- 4 ve HMK 352. maddeleri gereğince usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

      Ancak, davacı ... ile davalı ... evli olup, ayrı yaşamda haklılık nedeniyle davacı ile ergin olmayan müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir(TMK. md. 197). Mahkemece, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davacı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan nafakaların “yoksulluk” ve “iştirak” olarak adlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının ... ve .... bentleri çıkartılarak yerine “Davanın kısmen kabulü ile karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı ... için 350 TL tedbir, müşterek çocuk ........... için ise 150 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 04.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

        Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı- davacının tedbir nafakası davasının reddine yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca tedbir nafakası konusunda yeniden karar verilerek davalı- davacı lehine tedbir nafakası dava tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasına, nafakanın davacı- davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, mükerrer olmamak üzere karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından fiili ayrılığa dayalı açtığı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi ve kadının kabul edilen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin TMK 166/1-2. maddesince kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1...

          ve iştirak nafakasına, Şevket lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar tarihinde 100,00 TL artırılarak 600,00 TL'ye çıkartılmasına, hükmün kesinleşmesine kadar tedbir nafakası hükmün kesinleşmesinden sonra aynı miktarın iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın için hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar tarihinde 150,00 TL artırılarak aylık 750,00 TL 'ye çıkartılmasına, hükmün kesinleşmesine kadar tedbir nafakası, hükmün kesinleşmesinden sonra aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİNİN 18/02/2021 TARİHLİ KARARININ ÖZETİ Davacı-davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile; 500.00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 16/05/2017 tarihi itibariyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-davalı kadının ve davalı-davacı kocanın boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı-davacı koca vekili istinaf dilekçesi ile; tedbir nafakası ve kocanın boşanma davası yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DAİREMİZ 2021/383- 414 E.K SAYILI 27/05/2021 TARİHLİ KARARI Kadının nafaka talebinin TMK. 197. gereğince tedbir nafakası istemine ilişkin iken yanılgılı değerlendirme ile TMK'nın 195 ve 196. maddesi gereğince nafaka davası olduğu değerlendirilmesi ile karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile HMK'nın 353/1- a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmiştir....

            Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre tedbir nafakası mahiyetindedir. Mahkemece; nafaka türünün nitelendirilmemesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın ayrı yaşama nedenine dayalı bir tedbir nafakası davası olarak nitelendirilmeyip yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca tedbir nafakasının başlangıç tarihinin ise yerleşik Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak dava tarihi olarak belirlenmesi gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu