Nafaka takdirinde, davacının istemin tedbir nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tüm dosya kapsamı, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre mahkemece takdir edilen nafaka miktarları az olup, Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nafaka takdirinde, davacının istemin tedbir nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tüm dosya kapsamı ve nafakanın niteliğine göre mahkemece takdir edilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.250 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davanın kısmen kabulüne, davacı için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 2.500TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 2.500TL arttırılarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 5.000TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 5.000TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kararın kesinleşme tarihinde nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına" karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının nafaka ödemelerini güçlükle yerine getirebildiğini, ekonomik sosyal durum araştırmasının yanlış yapıldığını belirterek öncelikle tedbir nafakası miktarının azaltılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, aylık 1.000,00 TL nafaka verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm 1. fıkrasında yer alan “...davacı kadına 150,00 TL tedbir nafakası takdir edilmesine,” ifadesinin çıkartılarak yerine “...davacı kadın lehine 250,00 TL tedbir nafakası takdir edilmesine” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 16.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının talep ettiği nafakanın boşanma davası sebebiyle alınması gereken tedbirler kapsamında kalan tedbir nafakası (TMK m. 169) niteliğinde olduğunun ve davacının Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca harcı verilerek açılmış ayrı müstakil bir tedbir nafakası davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı ... 19.10.2016 tarihli dilekçesiyle kadının açtığı tedbir nafakası davasına yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin tedbir nafakası davasına yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı ... 19.10.2016 tarihli dilekçesiyle açtığı boşanma davasından feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir....
Tarafların gerçeklesen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakası miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının yaşadığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekir. ... Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....
/iştirak nafakası, davacı için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve yıllık artış uygulanarak aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır....