"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AKDAĞMADENİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2015 NUMARASI : 2014/593-2015/26 Uyuşmazlık, maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemine ilişkin olup, bağımsız açılmış bir nafaka istemi bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre, inceleme görev Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AMASRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2015 NUMARASI : 2012/161-2015/80 Uyuşmazlık; boşanma ve ferisi olan tazminat ve nafaka istemine ilişkin olup, hüküm tazminat ve nafaka istemi yönünden temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.04.2005 tarihli ve 2005/17-7 Esas, 2005/37 Sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, Somut olayda müştekinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 08.12.2016 gün ve 2016/13782 Esas, 2016/16714 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili takip dayanağı boşanma ilamında nafakanın artışına dair bir hüküm bulunmamasına rağmen alacaklının TEFE-TÜFE oranlarına göre hesapladığı artıştan kaynaklı nafaka fark alacakları için takip başlattığını açıklayarak icra takibinin iptalini talep etmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece takdir edilen nafaka miktarının fahiş olması yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılması, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise nafakanın miktar itibariyle indirilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; nafakanın arttırımı talebine ilişkindir. Yargıtay HGK'nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının (farkı) dikkate alınacağı açıklanmıştır. HMK 352.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Davalıların temyiz isteminin incelenmesinde; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK' nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Davalı, nafaka ödeme gücünün bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek aylık 200,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline ve nafakanın her yıl TEFE-TÜFE toplamının yarısı oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Ancak, nafaka alacaklısının istemi halinde, takdir olunan nafakanın gelecek yıllarda TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artışa karar verilmesi gerekirken, mahkemece, takdir edilen nafaka miktarının her yıl TEFE-TÜFE toplamının yarısı oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ne var ki; bu yanılgının düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve HUMK. 438/VII C2, 6100 sayılı Yasanın 370/2 ek 3/1 maddesi...
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nafaka davasına dair Pazarcık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 10.6.2010 günlü ve 2009/940 E-2010/1508 K.sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında dairece verilen 30.12.2010 günlü ve 2010/19709 E-22211 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, istemin reddi hakkında verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. Söz konusu hüküm gereğince; nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için aradan uzunca bir zamanın geçmesi gerekli olmayıp, tarafların gelirlerinde veya küçüklerin ihtiyaçlarında artış olması halinde her zaman artırım istemi ile dava açılabilir. Somut olayda; önceki nafaka takdiri ile bu dava arasındaki geçen süre içerisinde, küçüklerin ihtiyaçlarında artış olduğu, paranın satın alma gücünün nispi de olsa azaldığı bir gerçektir. O halde mahkemece; tarafların ekonomik durumları, küçüklerin ihtiyaçları ve paranın satın alma gücü birlikte değerlendirilerek hakkaniyete uygun bir miktarda arttırıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
a verilmesine; iş bu dosyamızda talep edilen nafaka talebine yönelik davanın kısmen kabulü ile aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının karar kesinleştikten itibaren davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK'nun 175.maddesine göre; boşanan eşe kanunda öngörülen şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Ancak, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için öncelikle bu hususta bir talebin olması gerekir. Bu dosya ile birleştirilen ve taraflar arasında görülüp sonuçlanan boşanma davasında davalı kadının yoksulluk nafakası istemi bulunmamaktadır. İş bu davada (nafakaya ilişkin bağımsız olarak açılan davada) ise; davanın açıldığı tarihte, taraflar arasındaki evlilik birliği devam etmektedir. Davacının talebi, ayrı yaşamaya dayalı nafaka istemi olup, niteliği itibariyle tedbir nafakası niteliğindedir....