Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat ve nafaka istemi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nun 174 ve 186. maddesine dayalı boşanma davası ile birlikte açılan tazminat ve nafaka isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar Yargıtay son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından dayanılan whatsapp yazışmalarının ispat aracı olmadığı, yine kira ödemeleri ile çocuklar için yapılan harcamaların nafaka alacağına mahsubunun mümkün olmadığı, sunulan belgelerde kira açıklamasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Alacaklının, ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur. HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davacı erkeğin istinaf talebinin, reddedilen nafaka miktarı yönünden esastan incelemeye geçilmeksizin HMK.'nun 346. ve 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2- Davacı erkek tarafından yatırılan 59,30- TL istinaf karar harcının yatırana iadesine, 3- Davacı erkek tarafından yatırılan 162,10- TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4- Davacı erkek tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2018/933 Esas 2018/329 sayılı kararı ile hükmedilen aylık 500 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 500 TL artırılarak aylık 1.000 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakanın sonraki yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının gücü oranında nafaka tayin edilmediğini, iştirak nafakası hususunda kanunun işaret ettiği katılım oranının da ihlal edildiğini, 2018 yılından geçerli olmak üzere hükmedilen ilk nafaka tutarı kendiliğinden enflasyon oranında arttırılmış olup, 500 TL'nin enflasyon oranında arttırılmış miktara ilavesi gerekirken bunun yapılmadığını belirterek, istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılarak, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın müvekkilinin talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
adına, yurt taksit ödemelerinin de yine müvekkili tarafından yapıldığını bu nedenle tüm borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin Umutcan'a olan nafaka yükümlülüğünün müşterek çocuğun 18 yaşını doldurmuş olması ile sona ermesi nedeniyle ergin olduğu tarihten itibaren talep edilmiş olan tüm nafaka taleplerinin iptali gerektiğini belirterek davanın kabulüne icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı taktirde aylık 150,00 TL'ye indirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, reddedilen aylık 300,00TL miktar üzerinden yıllık nafaka tutarı 3.600,00TL olup, 5.880,00TL'yi geçmemektedir. Hüküm, reddedilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, müvekkili aleyhine başlatılan nafaka ilamına ilişkin takipte, fazla alacak talebinde bulunulduğunu ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece miktar yönünden kesin olmak üzere, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiş; borçlu vekilince temyiz istemi ise ek karar ile reddedilmiştir. Takip talepnamesinde "24.06.2013 tarihinden 24.12.2013 tarihine kadar nafaka artış oranları ekte sunuludur....
Dava dilekçesinde, babalığın tesbiti, maddi tazminat ve nafaka istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, evlilik dışı ilişkisinden doğan ....'in babasının davalı ... olduğu ileri sürülerek, babalığın tespitine, nafakaya ve..... nun 304. maddesi kapsamında maddi tazminata karar verilmesi istenmiş; mahkemece, davanın kabulü ile babalığa ve maddi tazminata karar verilmiş, hüküm davacı tarafından nafaka ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir....
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen taleplerin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının davacı lehine kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Ceylan lehine hükmedilen iştirak nafakası hakkında verilen karar ile davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK'nın 341. maddesi uyarınca miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....