Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/59 esasına kaydedilen davada; nafaka talebinin Aile Mahkemesinin görevine girmesi sebebiyle tefrikine karar verildiği anlaşılmıştır. Tefrik, görevsizlik, yetkisizlik ve yeniden tefrik kararları sebebiyle aynı nafaka istemi birden fazla dava ile görülmüştür. Bu nedenle tüm istemlerini bir davada toplayan davacının temyize konu davanın açılmasına kendisinin sebebiyet vermediği anlaşılmaktadır. Ayrıca eldeki nafaka istemi yönünden haklı görülerek davanın kabulüne karar verildiği gözönünde bulundurulduğunda, davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacının talep ettiği nafaka miktarını ödeme kudretinin bulunmadığını, şu anki nafaka bedelini bile zor ödediğini savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; "...Davacının çalıştığı ve gelirinin bulunduğu, dinlettiği tanıklarının anlatımlarıyla anlaşılmıştır. Bu durumda, yoksulluğu devam etmeyen davacının; artırım istemi haklı nedene dayanmamaktadır, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davacının, doktor yanında sekreter olarak çalıştığı aylık 500 TL ücret aldığı; davalının ise, mermer şirketinin müdürlüğünü yaptığı, aylık 1250 TL maaşının olduğu anlaşılmaktadır. TMK'nun 176/lV.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir"....
Bölge adliye mahkemesince “ Nafaka ilamında çocuklar kendi kendilerine bakma ehliyeti kazanana kadar, o andaki yasal vekilleri olan anneleri ...'a çocuk başına aylık 260 Avro tutarında nafaka ödemekle yükümlendirildiği; nafaka alacaklısının tanıma tenfiz davasını açan davacı çocuklar değil, yabancı mahkemedeki nafaka davasını açan anneleri ... olduğu, bu sebeple davacı çocukların taraf sıfatına sahip olmadıkları” belirtilerek davalının istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına ve davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, davanın niteliği itibariyle duruşma istemi reddedilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
aralarındaki yardım nafakası istemi davasına dair .... 10. Aile Mahkemesinden verilen 24/01/2013 günlü ve 2012/1202 E. -2013/86 K.sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 14.11.2013 günlü ve 2013/12869 E-2013/15970 K.sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 11.100 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3–169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yıllık nafaka (farkı) miktarı, karar düzeltme sınırının altındadır....
tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece) nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulünün gerektiği, somut olayda tarafların müşterek çocukları lehine iştirak nafakasının 27.12.2012 tarihli ilam ile hükmedildiği, borçlu tarafından ilam tarihinden sonra alacaklı hesabına banka havaleleri ve alacaklı tarafından kullanılan kredi kartına ödemeler yapıldığı, yapılan tüm ödemelerin ilam tarihinden sonra olduğu, alacaklı tarafça yapılan ödemelerin nafaka borcu dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu yönünde bir delil ileri sürülemediği, işleyen nafaka borcu bulunan borçlunun nafaka borcu dışında başka bir nedenle ödemeler yaptığını ileri sürmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Özel Dairenin 09.11.2012 tarihli ve 2012/7887 E., 2012/10136 K. sayılı ve Yargıtay 12....
Davalı cevap dilekçesi ile; tarafların sosyal ve içtimai durumlarının incelendiğinde davacının durumunun kendisinden iyi olduğunu, halen bakmakla yükümlü olduğu iki çocuğunun bulunduğunu, davalının 470 TL nafaka 150 TL birikmiş nafaka borcu olmak üzere toplam 620 TL nafaka gideri bulunduğunu, elinde kalan maaşın 440 TL olduğunu bu nedenle geçinmesinin çok zor olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, nafaka miktarları yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarları, reddedilen ziynet istemi ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, tarafların her ikisinin kusursuz oldukları, ancak ortak yaşamın kurulamaması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının oluştuğu, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağının anlaşılmış bulunmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun...
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından nafaka ve manevi tazminat yönünden, davalı vekili tarafından ise nafaka, harç ve vekalet ücreti ile velayet yönünden temyiz edilmiştir. 1-Tarafların nafaka ve velayete yönelik temyizinin incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere ve tarafların sosyal ekonomik durumlarına ilişkin yapılan araştırma belgelerine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-Davacının manevi tazminata yönelik temyizin incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
belirterek şikâyette bulunduğu, icra emrinin tebliği ile şikâyet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunmakta ise de, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, işleyecek aylık nafaka talebinin bulunmadığı, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir."...