Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....
Kadın tarafından açılan nafaka davası kabul edilmiş, davacı-davalı erkek bu hükmü temyiz etmemiş, davalı-davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davası, yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyizi üzerine, kadının kabul edilen nafaka davası ve reddedilen manevi tazminat talebi yönünden katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunmuştur. Davacı-davalı, nafaka davası hakkında verilen hükmü temyiz etmediğine göre, davalı- davacının boşanma davasına ilişkin temyizi üzerine, temyize cevabında artık nafaka davası hakkında kurulan hükme karşı temyiz itirazlarını ileri sürme hakkını kaybetmiştir....
Kurt'a 3 aylık emekli maaşının 3/4'ünü müşterek çocuklar ve eşi için nafaka olarak ödemeyi kabul eder, bir yıllık nafaka ödemesi sonunda nafaka artırımının dava açmadan emekli maaşına gelecek olan zam oranında otomatik olarak nafaka artırımı yoluna gidecek bunun için tarafların birbirlerine ihtar çekmesine ve bildirimde bulunmasına gerek duyulmayacaktır.'' şeklinde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, tarafların müşterek kızları olan Beyza'nın 12.11.1986 doğumlu olup dava tarihi ( 07.04.2011) itibariyle 24 yaşında olduğu, endüstri mühendisi olarak özel bir şirkette çalıştığı, aylık 1.200 TL maaşının olduğu, diğer kızları Burçak'ın 23.02.1982 doğumlu olup dava tarihinde 29 yaşında olduğu, avukat olarak çalıştığı ve 2010 yılında evlendiği, davalı ...'in ise ev hanımı olup gelirinin olmadığı, kızı Beyza ile yaşadığı anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, yıllık ÜFE artış oranı, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları nazara alındığında mahkemece takdir edilen nafaka yüksektir....
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. ./.. Nafakanın takdirinde, nafaka yükümlüsü (babanın) hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı (davacı) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecek, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9.madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir. Dosyanın incelenmesinde; nafaka alacaklısı davacı kadının dava dilekçesinde Aziziye Mahallesi ...adresini bildirerek dava açtığı, dosya içerisinde bulunan davacıya ait nüfus kayıt örneğinde de aynı adresin kayıtlı bulunduğu, böylelikle davanın yetkili nafaka alacaklısı davacının yerleşim yeri mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca; karşı dava, asıl dava ile birlikte incelenip karara bağlanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; davacı kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ... 09.05.2018 tarihli dilekçesiyle nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatlar yönünden bozulması gerekmiştir....
DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı tarafından sunulan 25/06/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Tarafların Samsun 1. Aile Mahkemesinin 2011/942 Esas 2012/93 Karar sayılı ilamı ile 27/01/2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile davalı lehine aylık 100 TL nafakaya hükmolunduğunu, davalının daha sonra Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2015/544 sas 2016/151 Karar sayılı dosyasında nafakanın arttırılması davası açtığını, Samsun 2. Aile Mahkemesinin kararı ile davalı lehine boşanma kararı ile bağlanan 100 TL nafakanın aylık 200 TL arttırımla aylık 300 TL'ye yükseltildiğini, daha sonra davalı Samsun Bafra 3. Asliye Hukuk Mahkemesine yardım nafakası talepli dava açtığını ve Samsun Bafra 3....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davalı-karşı davacı erkeğin tedbir ve iştirak nafakası, nafaka artırışı ve kadın yararına hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 353//1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının asıl davaya yönelik 4, 5 ve 6.bentlerinin HÜKÜMDEN KALDIRILMASINA, 2- Davacının müşterek çocuk için talep etmiş olduğu tedbir ve iştirak nafakasının kısmen kabul-kısmen reddi ile; tarafların müşterek çocuğu lehine dava tarihinden itibaren aylık 500 TL TEDBİR NAFAKASININ 4721 s. TMK' nun 169. maddesi gereğince DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA verilmesine,aynı miktar nafakanı kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların müşterek çocuğu için 4721 s....
nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 1- B-Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE 6100 sayılı HMK 353/1- b-2 nci maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIŞ ORANININ BELİRLENMESİ YÖNÜNDEN KABULÜNE, sair istinaf sebeplerinin HMK.'...