Bunun yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir"Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır....
İcra Ceza Mahkemesinin 08/09/2015 tarihli ve 2015/266 esas, 2015/325 sayılı kararı ile aynı icra dosyası kapsamında daha önceki aylara ilişkin nafaka yükümlülüğüne uymama suçundan tazyik hapsi cezası verildiği gerekçesi ile yeniden hapsen tazyik kararı verilemeyeceğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de, sanığın anılan karara ilişkin nafaka borcunu ödediğinden bahisle 10/03/2016 tarihli ek karar ile cezanın düşmesine karar verildiği gibi, ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, her bir nafaka alacağı taksit miktarında bir aylık ödeme süresi bulunduğu gibi sürenin başlangıç tarihinin tespitinde icra emrinin tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği, somut olayda ise icra ödeme emrinin sanık müdafiine 30/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği cihetle, her bir aya ilişkin taksit borcunun o ayın...
Ayrıca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı (davacı) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecek, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9.madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir....
ve aylık nafaka miktarının alacaklı vekilinin talebi ve icra müdürünün eksik inceleme ve araştırma sonucu vermiş olduğu hukuka aykırı karar ile müvekkili aleyhine hükmedilen aylık nafaka miktarı 2.152,98 TL olarak belirlendiğini, nafaka miktarının artırılması konusunda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında, gerekçeli kararın kesinleştiği tarih esas alınarak artırılmasının esas olduğunu, şikayet olunan tarafça ÜFE artış oranının yanlış hesaplandığını, icra müdürlüğü tarafınca da eksik inceleme ile karar verilmesi suretiyle müvekkilinden fazladan para tahsil edilmesine sebebiyet verildiğini, icra müdürlüğü tarafınca düzenlenen nafaka hesap raporları incelendiğinde müvekkilinin ödemesi gereken aylık nafaka miktarının haksız ve hukuka açıkça aykırı bir şekilde her ay 2.258,23 TL olarak belirlendiğini, Bu nedenlerle alacaklı vekilinin 03/02/2021 tarihli talebine istinaden icra müdürlüğü tarafınca 09/02/2021 tarihli tensip tutanağının ve düzenlenen haksız nafaka hesap raporlarının iptaline...
Davacı tarafından yapılan 04/02/2021 tarihli 1.000,00TL'lik ödemenin borçlunun yeğeni tarafından yapıldığı, üzerine nafaka açıklamasının yer almadığı, yine 04/02/2021 tarihli 1.500,00 TL'lik ödemenin Orçun Ünver tarafından yapıldığı, herhangi bir nafaka ödemesi olduğu belirtilmediği, bir kısım ödemelerde Çagil Eylül ayı, Çagil Kasım ayı, Çagil Ekim ayı, Çagil, Şubat ayı, Çagil Aralık ayı şerhi ile yapılan ödemelerin açıklamalarında nafaka ödemesi yazmadığı gözetildiğinde ameliyat parası için yapılan ödemenin nafaka ödemesinden düşülemeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Davacı vekilinin yoksulluk nafakasının artırım oranına ilişkin temyiz itirazına gelince; Yoksulluk nafakasının artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; yoksulluk nafakasının ÜFE verilerine göre hesaplandığı belirtilmiş ise de hesaplama doğru yapılmamıştır. Mahkemenin endeks hesaplama şekli hatalıdır....
yasal sürede olduğu gözetilmeksizin şikayet konusu Ekim ayı nafaka alacağına ilişkin mahkemece değerlendirme yapılmamış olması, c.... 6....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, bilirkişi raporunda bakiye borç muhtarısında birikmiş nafaka alacağının “ 11.253,80- TL”, her ay işler nafaka alacağının “ 988,87- TL” (tahsil harcı hariç) olarak talep edilebileceğinin bildirildiği, Osmaniye 2.İcra Müdürlüğünün 26.09.2019 tarihli bakiye borç muhtırasında birikmiş nafaka alacak tutarının 50.231,46 TL, her ay işler nafaka alacak tutarının 53,13 TL fazla talep edildiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile Osmaniye 2. İcra Müdürlüğünün 2009/1856 esas sayılı dosyasından düzenlenen 26/09/2019 tarihli bakiye borç muhtırasında belirtilen "61.485,26 TL" birikmiş nafaka alacak tutarının "11.253,80- TL", " 1.042,00 TL" aylık işler nafaka alacak tutarının" "988,87 TL" olarak (tahsil harçları hariç) düzeltilmesine ve 28/11/2019 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmiştir....
geçmiş dönem nafaka alacaklarına ve işlemiş faizlerine mahsup ettiğini, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararının hukuka aykırı olduğunu, icra takibine konu borcun 2010 yılı ve sonrası doğan nafaka ve faizlerine ilişkin olduğunu, davacının Aralık 2010 tarihi sonrası işlemiş nafaka ve faizlerinden kaynaklı toplam borcunun 66.554,51 TL olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka #Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin * 2.11.2007 gün ve 11459-14813 sayılı ilamiyle * onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının birleşen nafaka davası yönünden düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5219 ve 5236 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1.maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında karar düzeltme sınırı 1.1.2006 tarihinden itibaren 6.580 YTL.’ye çıkarılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 30.3.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında açıklanan gerekçelerle karar düzeltmede bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği açıklanmıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda karar düzeltmede üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Karar tarihi itibariyle belirlenen yıllık nafaka miktarına göre karar düzeltmesinin istenemeyeceği anlaşılmıştır....