Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamında dayanılan vakıalar, ispatlanan hususlar, uzman raporu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, çocuğun uzmandaki beyanı, velayetin değiştirilmesi kararından itibaren çocuk için kurulan düzen, babadan velayetin alınmasını gerektirir yasal koşulların oluşmadığı, velayeti kullanmasına engel durum bulunmadığı hususları dikkate alındığında TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların oluşmadığı sonucuna varıldığından ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu görülmekle davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı-davalı kadının ev hanımı olduğu, 2.000,00 TL civarında babasından maaş aldığı, bir taşınmazı olduğu ve buradan 400,00 TL kira geliri olduğu, davalı-davacı erkeğin ise çiftçilik yaptığı, üzerine kayıtlı çok sayıda taşınmaz ve buralardan kira gelirinin bulunduğu, bir adet aracının olduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın lehine hükmedilen artış miktarı yetersiz bulunarak nafakanın 1.000,00 TL olarak belirlenmesine, davacı-davalı kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı-davacı erkeğin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

Sayılı ilamı ile hükmedilen nafakanın iş bu tarih itibariyle nafaka tutarında fahiş artışlar yapıldığını belirterek kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkemece aksi kanaatte ise nafaka tutarının indirilmesine, karar verilmesini talep etmiş olup, nafakanın ÜFE oranında artırılması kararının kaldırılmasına veya azaltılmasına yönelik bir talebi bulunmadığı görülmüştür. HMK 26. Maddesine göre Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile, nafakanın indirilmesi talebi gibi değerlendirilerek yoksulluk nafakası, için hükmedilmiş olan ÜFE oranındaki artış kararının kaldırılması ve yeniden düzenleme yapılması doğru olmamıştır....

KARŞI DAVA YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME: Dava velayetin değiştirilmesi olmadığı taktirde kişisel ilişkinin artırılması talebine ilişkindir. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. TMK'nın 183. maddesinde de "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır" şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. Yine, TMK'nın 349. maddesinde; “Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.12.2011 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, reddedilen velayetin değiştirilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.06.2016(Salı)...

      SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların 5 ay önce boşandıklarını, davacının çocuğun velayetini istemediğini, bu nedenle velayetin kendisine verildiğini, velayetin değiştirilmesinin şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Müşterek çocuğun üstün yararı dikkate alınarak müşterek çocuğun davalıda bulunan velayetin değiştirilerek, davacı anneye verilmesine, velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuğun yaşı, tarafların sosyo ekonomik durumu ve müşterek çocuğun dava açılmadan önce de dava anneyle kaldığı birlikte değerlendirildiğinde; müşterek çocuk için aylık 350,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

      Hakim istem halinde irad biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. 4721 sayılı TMK'nun 328 m.sine göre, ana ve babanın bakım gücü çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. 4721 sayılı TMK'nun 329 ve 330. m.lerine göre de, küçüğe fiilen bakan ana ve baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. TMK'nun 331. maddesine göre, durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafakanın miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır....

      Aile Mahkemesinin 2014/148 Esas, 2014/136 Karar sayılı, 09/06/2017 kesinleşme tarihli kararıyla boşandıklarını, evliliklerinden ABD ülkesinde doğduğu için TC vatandaşı olmayan müşterek bir Eylül Yiğit adında bir çocuklarının olduğunu, çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, çocuk için herhangi bir nafakaya hükmedilmediğini, davalının Fethiye Aile Mahkemesinin 2017/32 Esas sayılı dosyasında velayetin değiştirilmesi davası açtığını davanın reddedildiğini, henüz kesinleşmediğini, davacının özel bir hastanede aylık 12.000,00 TL ücret ile estetik direktörü olarak çalıştığını, davalının ise plastik cerrah olarak sair kazançları ile toplamda aylık 30.000- 40.000 TL geliri olduğunu, davalının gelirinin velayetin değiştirilmesi davasındaki kendi beyanlarıyla sabit olduğunu, boşanma sonrası davalının ortak çocuk için hiçbir katkı sunmadığını, sadece iki defa 600,00'er TL olarak kreş parası ödediğini, davacının kirada oturduğunu, önceki evliliklerinden de iki çocuğu olup onlara karşı da sorumluluğu...

      in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamamıştır. Çocuğun velayete ilişkin beyanının üstün yararına uygun olduğuna dair delil de bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

        UYAP Entegrasyonu