Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında ve miktarında bir isabetsizlik bulunmamış, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
, sanık hakkında nafaka alacağına dair ... 1....
Aile Mahkemesinin 2013/39-58 sayılı kararında nafaka miktarının her yıl % 20 oranında arttırılması ile ilgili kararın kaldırılmasına, nafakanın 18 Ocak dönem başlangıç tarihi kabul edilerek TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına" sözcüklerinin çıkarılarak yerine "İstanbul 16. Aile Mahkemesinin 2013/39 E.-2013/58 K. sayılı kararında nafaka miktarının her yıl % 20 oranında arttırılması ile ilgili kararın kaldırılmasına, nafakanın 18 Ocak 2013 dönem başlangıç tarihi kabul edilerek TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına" sözcüklerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2035 ve 2020/2036 Esas sayılı takip dosyalarında, borçlunun almakta olduğu ücretten her ay öncelikli olarak işleyen nafakanın kesilmesi, kalan ücretin 1/4'ünün birikmiş nafaka alacağı bitene kadar kesilmesinin talep edilmesi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından uyap sistemi üzerinden birikmiş nafaka bakımından yapılan kesintinin maaşın tamamı üzerinden 1/4 oranında hesaplanarak yapıldığı, yukarıda açıklanan şekilde, işleyen nafaka kesildikten sonra kalan maaştan birikmiş nafaka için 1/4 oranında kesinti yapılması kuralına uyulmadığı anlaşılmaktadır. İşleyen nafaka kesildikten sonra birikmiş nafaka alacağı diğer alacaklarla birlikte sıraya girer. Birikmiş nafaka alacağı için kalan maaştan ancak 1/4 oranında kesinti yapılabilir....
.- 2012/137 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşandıktan sonra kendisinin yeniden evlendiğini, boşanma kararı ile davalıya yoksulluk nafakası ödediğini, bu nafakanın maaşından icra kanalıyla kesildiğini ve aylık 210 TL ödediğini, davalının özel bir işyerinde 2013 yılı Temmuz ayından beri sigortalı işçi olarak çalıştığını, buna rağmen halen nafaka almaya devam ettiğini ileri sürerek davalıya ödediği nafakanın iptaline ve 5 aylık nafakanın iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davalının asgari ücret seviyesinde gelir elde etmesinin kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığını savunurak davanın reddini talep etmiştir....
Sonuç olarak, davalının nafaka miktarına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince Esastan reddine, nafakanın yıllık artış miktarının ÜFE oranında belirlenmesine yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının hükmedilen nafakanın miktarına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının hükmedilen nafakanın yıllık ÜFE oranında artışına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜ ile, Sivas 2....
Nitekim somut olayda da taraflarca kabul edilen nafaka sözleşmesi mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun ihtiyaçlarına ve de hukuki statüye uygun bulunmuş (MK. md.150/5), verilen karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Kesin hüküm tarafları ve mahkemeyi bağlayıcıdır (HUMK. Md.237). Ancak; TMK. nun 330/1. maddesine göre; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.” Yine aynı kanunun 331. maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre; nafakanın kaldırılması veya yeniden belirlenmesi için tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Bu nedenle nafaka, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebilir....
Sonuç olarak, davalının nafaka miktarına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince Esastan reddine, nafakanın yıllık artış miktarının ÜFE oranında belirlenmesine yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının hükmedilen nafakanın miktarına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının hükmedilen nafakanın yıllık ÜFE oranında artışına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜ ile, Sivas 2....
Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez." hükmünü içermektedir. Diğer taraftan; nafaka davalarında miktarı takdir hakime aittir. Bu nedenle iki tarafında kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK'nun 326/2 maddesi hükmü nafaka davalarında uygulanmaz. Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir....
hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekir. 6.Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; a.Somut olayda müştekinin 11.01.2022 tarihli dilekçesinde 2021 yılının Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ait nafaka alacağına ilişkin şikayette bulunduğu, 2021 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ait nafakanın ödenmemesi ile suçun oluştuğu...