AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2021 NUMARASI : 2020/1511 ESAS 2021/1045 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Konya 3. Aile Mahkemesi'nin 2016/996 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, davalı lehine aylık 1.000,00TL yoksulluk nafakası hükmedildiğini, müvekkilinin çalıştığı iş yerinden yaklaşık 2- 2.5 yıl önce ayrıldığını, halen düzenli bir işinin bulunmadığını, daha önce Bal Ovası Ltd....
Diğer bir deyişle önceki nafaka takdirindeki durum muhafaza edilmektedir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen tüm hususlar dikkate alınarak bir değerlendirme yapılıp, nafakanın kaldırılması talebinin reddi ile yoksulluk nafakasının bir miktar artırılması yönünde karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yanılgılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, "davanın kısmen kabulüne, dava tarihi olan 31/10/2012 tarihinden itibaren davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, bu tarihten sonra ödenen nafaka miktarının davacıya iadesine, davacının 31/05/2011 tarihinden itibaren geçmişe dönük olarak nafakanın kaldırılması ve iadesi talebinin reddine" karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. TMK'un 176/3. Maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması , yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsi hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir....
SAVUNMA: Davalı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2014 tarihinden bu yana çalışmadığını, müvekkilinin düzenli bir maaşının ve işinin olmadığını, müvekkilinin almış olduğu nafaka miktarının 300,00 TL olduğunu, çok cüzzi bir miktarda nafaka olduğunu, müvekkilinin nafaka artırım davası açacağını duyan davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, davacının bu nafakayı bu zamana kadar ödemediğini, tarafların boşanma davalarının anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkilin herhangi bir işte çalışmadığını, geçimini ailesinden sürekli destek alarak yaptığını, şuan ailesi ile birlikte yaşadığını, bugüne kadar artırılmayan nafakanın yetmediğini, söz konusu nafakanın artırılmasını, izah ettikleri nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının 500,00 TL olarak belirlenmesine, yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretininde davacı taraftan alınmasına karar...
O hâlde mahkemece yapılacak iş, anlaşmalı boşanma kararının verildiği 23.10.2009 tarihi itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını belirlemek, belirlenen bu durumun nafakanın kaldırılması amacıyla açılan eldeki davada aldırılan ekonomik ve sosyal durumlar ile kıyaslamak, boşanma kararından sonra tarafların mal varlığında ve gelirinde bir değişiklik olup olmadığını detaylı şekilde araştırmak, değişiklik var ise, bunun kararlaştırılan nafaka miktarına ne ölçüde etkisi bulunduğunu tartışmak ve Özel Daire bozma kararında da değinildiği gibi başlangıçtaki denge gözetilmek suretiyle, bununla birlikte "çoğun içinde az da bulunur” kuralı gereği, nafakanın tamamen kaldırılması yerine, hakkaniyet ölçüsünde indirim yapılabileceği de gözetilerek, oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır....
Tarafların Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/24 esas, 2019/134 karar sayılı ilamıyla boşandıkları, kadına aylık 350 TL yoksulluk nafakası bağlandığı nafakaya yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verildiği, nafakanın dava tarihinde aylık 927 TL ye ulaştığı, kadının saatlik olarak aşçılık yaptığı gelirinin aylık 1000 TL nin altında olduğu, erkeğin ise kombi tamir ve kalorifer petek temizleme işi yaptığı, kadının çalışması ve kazancının kadını yoksulluktan kurtarmadığı, nafakanın ÜFE ile ulaştığı rakamın tarafların ekonomik ve sosyal durumuna nafaka alacaklısının yaşına ve ihtiyaçlarına göre makul olduğu anlaşıldığından davanın reddi kararında isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiş, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Davacı dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılması ile davalının işe başladığı tarihten dava tarihine kadar ödediği nafakanın da tahsili talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacının dava tarihinden önce davalıya ödediği yoksulluk nafakasının iadesi talebi ile yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi birbirinden bağımsız ayrı ayrı nispi harca tabi taleplerdir. Davacının yatırdığı 31,40 TL karar harcı yoksulluk nafakasının kaldırılması talebini karşılamaktadır. Ancak davacının ödediği nafakanın iadesi talebi nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, en son nafaka artırımının 10.07.2008 tarihli dava ile 100TL'den 225TL'ye yapıldığı, kararın 08.12.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı-karşı davalının boşanmadan sonra icra müdürlüğü kanalıyla davalı – karşı davacıya 21.05.2013 tarihinde 110.000TL ödediği, davacı-karşı davalının 950TL emekli maaşı aldığı, evli ve ikinci eşinden 1 çocuğunun bulunduğu, davalı-karşı davacının ise 01.03.2011 tarihinde emekli olduğu, aylık 820TL emekli maaşı aldığı, 300TL kira giderinin bulunduğu, oğlu ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....
Nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326/2. maddesinin uygulanması gerekmektedir....