durum olarak da kabul edilmemiştir. (26.12.2001 gün ve 2001/2-1158 E.-1185 K.ve 28.2.2007 gün ve 2007/3-84 K.sayılı kararlarında olduğu gibi) Somut olayda davalının çalıştığı sabit ise de, çalışması karşılığında elde ettiği gelir asgari ücret seviyesinde olup, onu yoksulluktan kurtarmadığı, ancak mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakanın hakkaniyete uygun bir oranda indirilmesi gerekirken, nafakanın tümden kaldırılması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davalı aleyhine indirilmesine karar verilen nafakanın yıllık indirim miktarının toplamı (600x12=7.200 TL) 8.000,00 TL kesinlik sınırı altında olduğundan, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle, davalının istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
aylık 200,00 TL nafakanın aylık 300,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tedbir nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı lehine Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2013/13 esas 27/05/2014 tarihli kararı ile aylık 1500 TL nafaka ödemesine karar verildiğini, bu nafakanın fahiş miktarda olduğu, kendisini mağdur edeceğini, boşanmaya davalının sebep olduğu ve bu nafakanın davalının zenginleşmesine yol açacağını ileri sürerek, davalıya ödemekte olduğu tedbir nafakasının kaldırılması veya miktarının düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; her ne kadar davalı kadının 01.04.2011 tarihinden sonra sigortalı bir işe girip çalıştığı tespit edilmiş ise de; aldığı maaş ile aldığı nafaka miktarı toplamı, onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda değildir. Davacının ise, aldığı maaş miktarı gözetildiğinde nafaka ödeme gücüne sahip olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleşmediği; ancak, davalının sigortalı çalışarak elde ettiği gelirin, ödenmekte olan nafaka miktarının tayininde etken olduğu gözetilip, nafakanın hakkaniyet ölçüsünde bir miktar indirilerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde ödenmekte olan nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Asgari ücretle çalışmanın nafakanın tamamen kaldırılmasını gerektirmeyeceği gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı için belirlenen yoksulluk nafakasının 200 TL ye indirilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde; nafakanın indirilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; nafakanın tamamı nın kaldırılması gerekirken cüzi bir miktarda indirim yapılmasının yanlış olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebine ilişkindir. TMK’nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. TMK.nun 176/4.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Davacı; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle;tarafların, Çorum 2....
Aile Mahkemesinin 2013/1111 Esas 2014/674 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, nafaka miktarının her yıl üfe oranında artırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra davalının bir işe girerek sigortalı olarak çalıştığı, müvekkilinin nafaka miktarını ödemekte zorlandığı, bu sebeplerle hükmedilen nafakanın davalının işe giriş tarihi olan 11/03/2015 tarihinden itibaren kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafından ödenen nafaka miktarının hiçbir zaman müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, hayatını idare ettiremediğinden çalışmaya başladığını, nafakanın kaldırılması durumunda müvekkilinin çok mağduriyet yaşayacağını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından; Dava dilekçesi tekrar edilerek ve Mahkemece boşanma kararı ile hükmedilen tazminat borcunu ödemek için borç almak zorunda kaldığını, pandemi dönemi nedeniyle ekonomik durumunun bozulduğunu, bu nedenlerle nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır....