Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-karşı davalı vekilinin istinafı açısından; İddia, tanık anlatımları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya içeriğine göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ve gelir durumu ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olan değişiklik , ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı, hükmedilen nafaka tarihi üzerinden geçen süre ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında , artırılan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığından, dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL olan yoksulluk nafakasının takdiren 285,00 TL artırılmak suretiyle aylık 535,00 TL'ye çıkartılmasına, her yıl ÜFE oranında hükmedilen nafakanın arttırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, şeklinde kararın düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

Davalı, üniversite sınavlarına hazırlanan müşterek çocuk ile birlikte halen kirada oturduğunu, nafaka gelirinin giderlerini karşılamaması nedeniyle çalışmak zorunda kaldığını savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davalının çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, her dava açıldığı tarihteki duruma (hukuki ve fiili koşullara) göre hükme bağlanır. Bu davanın açıldığı 18.04.2012 tarihinde, taraflar arasında görülen boşanma davasının; feri niteliğinde olan nafaka ve tazminatlar yönünden derdest olduğu ve davanın devamı sırasında (21.05.2012 tarihinde) kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının ve davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı tarafın, yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki temyiz itirazları yönünden; 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İBK.'na göre nafakanın bağlanmasında olduğu gibi kaldırılmasına dair taleplerin kabulünde de, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına veya indirilmesine karar verilmesi gerekirken, kararda nafakanın indirilme tarihinin gösterilmemesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

      cevap dilekçesinde özetle; nafaka ve artış oranının boşanma davası esnasında anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda belirlendiğini, ciddi sağlık sorunları yaşadığını, davacının bir şirkette genel müdür olarak çalıştığını, davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması isteminin reddine, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile ... 5.Aile Mahkemesinin 30/12/2018 tarihli ve 2008/746 E sayılı anlaşmalı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına protokoldeki gibi kararlaştırılan aylık 2500,00 TL nafakanın, o karardaki artış oranı ile birlikte ,dava tarihi itibariyle ulaştığı aylık 5026,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 1026,00 TL indirilerek aylık 4000,00TL ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, belirlenen nafakanın artış oranının kaldırılması isteğinin kısmen kabulü ile bu nafakanın her yıl tahakkuk...

        Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; takibe konu edilen nafakanın birikmiş nafaka olup davacının 'birikmiş değil toplu nafaka' şeklinde itirazının teknik anlamda bir farklılığa sebep olmayacağını, zira hacze dayanak 44.000 TL'nin 1 aylık nafaka bedeli olmadığı, birden fazla nafakanın toplamı yani birikmişi olduğunun davacınında kabulünde olduğunu, davacının kötü niyetli ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini beyanla haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelerle, icra takibinin dayanağı ilamda hükmedilen yoksulluk nafakasının birikmiş nafaka niteliğinde olmasına, davacı alacaklı tarafından takip talebinde bu nafakanın birikmiş asıl alacak olarak belirtilmiş olmasına, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2020 NUMARASI : 2018/871 ESAS-2020/463 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşamamaları üzerine 29/03/2016 tarihinde boşandıkları ve davalıya aynı karar ile nafaka bağlandığı, boşanma davası açıldıktan kısa bir süre sonra davalı kadının başka bir erkekle görüşmeye başladığı ve resmi nikah olmadan düğün yaparak evlendiği, bu evliliklerinden bir erkek çocuğu olduğu ve tarafların henüz boşanmamış olmalarından dolayı küçüğün davacının nüfusuna yazıldığı, davacının bu sebeple Denizli 3....

        Buna göre; nafakanın niteliği, davalıların eğitim durumunun devam etmesi ve geçinmeleri için gerekli nafaka miktarı ile davacı babanın sosyal ekonomik durumu göz önüne alındığında, nafakanın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde nafakanın indirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (AİLE MAHKE TARİHİ : 28/10/2021 NUMARASI : 2021/139 ESAS - 2021/298 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının daha önce boşandıklarını bu boşanmayla müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmiş olduğunu, müvekkilinin davalıya 200,00.-TL nafaka ödenmesine hükmedildiğini, dosya kapsamında yapılan istinaf incelemesinde nafakanın 300,00.-TL'ye çıkarıldığını kararın kesinleştiğini, daha önceden hükmolunan nafaka kararının davalının imam nikahıyla başka biriyle yaşadığından ötürü ve de ekonomik durumunun davacıdan daha iyi olduğu göz önünde bulundurularak, nafakanın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (AİLE MAHKE TARİHİ : 28/10/2021 NUMARASI : 2021/139 ESAS - 2021/298 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının daha önce boşandıklarını bu boşanmayla müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmiş olduğunu, müvekkilinin davalıya 200,00.-TL nafaka ödenmesine hükmedildiğini, dosya kapsamında yapılan istinaf incelemesinde nafakanın 300,00.-TL'ye çıkarıldığını kararın kesinleştiğini, daha önceden hükmolunan nafaka kararının davalının imam nikahıyla başka biriyle yaşadığından ötürü ve de ekonomik durumunun davacıdan daha iyi olduğu göz önünde bulundurularak, nafakanın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

          Davalı- karşı davacı; nafaka borcunu düzenli olarak ödediğini, davacı- karşı davalının nafakanın artırılmasına yönelik olarak talebini haklı gösterecek herhangi bir durum olmadığını; bununla birlikte, maddi durumunda gerileme yaşandığını, nafakanın kaldırılması şartlarının oluştuğunu, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise, nafakanın ancak TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılabileceğini istenen nafaka artışının fahiş olduğunu savunarak, asıl davanın reddi ile karşı dava yönünden, ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/332 Esas-2013/436 karar sayılı ilamı ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, ya da en azından azaltılmasına karar verilmesini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu