T4 DAVA-K.DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı-Nafakanın Kaldırılması/Azaltılması İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/03/2021 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİHİ :15/03/2021 Taraflar arasındaki nafakanın artırılımı-kaldırılması/azaltılması davası nedeniyle yapılan yargılaması sırasında, ilk derece mahkemesince verilen, karara karşı davalı tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI: Davacı dava dilekçesinde özetle; İzmir 17. Aile Mahkemesinin 2016/195 E ve 2016/428 K sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Gamze'nin velayetinin kendisine verildiğini ve küçük için aylık 500 TL nafakaya hükmedildiğini, aradan geçen zaman içinde davalının nafakayı kendiliğinden aylık 650 TL'ye yükselttiğini, müşterek çocuğun sağlık problemleri bulunduğunu ve nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 1000 yada 1500 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 Esas, 2005/37 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tâbi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilâmda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikâyet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikâyet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, somut olayda...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın protokol ile kararlaştırıldığını ve anlaşmalı boşanma üzerinden henüz 1 yıl dahi geçmediğini belirterek davanı reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için takdir edilen 1.000 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/4 hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda; iradın azaltılması için ya tarafların mali durumunun değişmesi ya da hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir....
Kararı Boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açılacak yeni nafaka davaları ya da hükmedilmiş nafakanın arttırılması, azaltılması veya kaldırılması davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemeleri yetkili kılındığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, nafakanın arttırılması istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 ... Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 ... Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 ... Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 4721 ... ... Medeni Kanunu’nun (4721 ......
Davalı cevap dilekçesinde ;davacının ekonomik durumuna ilişkin iddialarının doğru olmadığını, kendisinin nafaka dışında bir gelirinin bulunmadığını özet ile belirterek davanın reddini dilemiştir. MAHKEME KARARI; Mahkemece davanın reddine ilişkin karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı rette ilişkin mahkeme kararının istinaf incelemesi ile kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini dilemiştir. GEREKÇE; İstinaf incelemesine ilişkin dava yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkindir. Dava taraflarının ekonomik durumlarının olağanın dışında değişmesi halinde nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesi mümkün olduğu gibi davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkması halinde de nafakanın tamamen kaldırılması olasıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/04/2022 NUMARASI : 2021/815 ESAS 2022/637 KARAR DAVA KONUSU : |Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin Konya 4. Aile Mahkemesinin 2012/929 esas 2013/742 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını ve boşanma neticesinde müvekkili lehine aylık 500,00 TL nafakaya hükmedildiğini, hükmedilen nafakanın günün ekonomik koşulları ve ihtiyaçları karşısında yetersiz kaldığını, bu nedenlerle aylık 500,00 TL olan nafakanın 1.500,00 TL arttırılarak aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda; nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. ./.. -2- Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Müteakip 176/4.maddesine göre ise; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”. Aynı şekilde 331.madde uyarınca; “Durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
Öyle ise mahkemece, davalı kadının çalışıp çalışmadığı konusunda... bilgi sistemi ve UYAP üzerinden gerekli araştırmanın yapılıp, herhangi bir işte çalışmadığının tespit edilmesi durumunda davanın reddine karar verilmesi, çalıştığının tespit edilmesi durumunda ise, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durumun nafaka miktarının tayininde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınması gerektiği ve "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince de , nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....