Hissedarı olduğu, müşterek çocuğun Özel Bartın Amerikan Kültür Derneği İlkokulu Müdürlüğü'ne ait özel okulda öğrenci olduğu, okulun yıllık harç ücretinin 11.000TL olduğu, bunun yanında yiyecek, giyecek, kırtasiye, okul ihtiyaçlarının olduğu, anne ve babanın çocuğun bakım ve eğitimine gelirleri oranda katkıda bulunmak zorunda oldukları, dinlenen tanık beyanları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü dikkate alındığında, davalının geçici öğretmen olarak çalıştığı, davacının serbest meslek yaptığı, nafakanın hükmolunduğu tarihten bu yana, aradan geçen zaman içinde ekonomideki değişiklikler, paranın alım gücü, müşterek çocuğun ihtiyaçlarının azalmadığı, tam tersine yaş ve okul durumu nazara alındığında günden güne arttığı, nafakanın kaldırılması ve veya azaltılması şartlarının ispat edilemediği," gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; tarafların boşandıkları, müşterek çocuk 09/08/2003 doğumlu Sude Naz'ın velayetinin davalı anneye verildiği, 500 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 06/05/2016 tarihinde verilen karar ile iştirak nafakasının aylık 250 TL artırım ile 750 TL'ye yükseltilmesine ve de bu nafakanın da her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacı nafaka yükümlüsü tarafından açılan iş bu davada nafaka artış ilamındaki TÜFE oranı uyarınca çocuğun nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 1.178,46 TL'ye ulaştığı belirtilerek nafakanın aylık 800 TL'ye indirilmesini ve TÜFE olarak belirlenen artış oranının memur maaş zammına göre düzenlenmesini talep ettiği anlaşılmıştır. 6763 sayılı yasanın 41.maddesi ile değişik HMK'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri 3 bin TL' sını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 esas, 2005/37 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, somut olayda ... ... 22....
Mahkemece; tarafların ekonomik sosyal durumları, davacının artan ihtiyaçları gerekçesiyle, davanın kabulü ile nafakanın 700TL'ye artırımına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının artırımına ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
TMK 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davalı kadının düzenli gelirinin bulunmadığı, 900,00 TL kira ödediği, davacı erkeğin ise yargılama sırasında rahatsızlanması sebebiyle tedavi gördüğü ve gelirinin bulunmadığı, yeni bir evlilik yaptığı, 1.150,00 TL kira giderinin bulunduğu anlaşılmaktadır....
Tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, müşterek çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi ile nafaka kararının verildiği tarihten bu yana geçen süre, bu süre içerisinde tarafların gelirinde esaslı bir değişiklik olduğuna ilişkin hususun davacı tarafından ispat edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, nafakanın azaltılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun bulunmakla davacının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, müşterek çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi ile nafaka kararının verildiği tarihten bu yana geçen süre, bu süre içerisinde tarafların gelirinde esaslı bir değişiklik olduğuna ilişkin hususun davacı tarafından ispat edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, nafakanın azaltılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun bulunmakla davacının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunun 176/4 hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Buna göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Hakim iştirak nafakası miktarının belirlerken; çocuğun yaşını, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarını, genel ihtiyaçları ve ana-babanın mali durumunu dikkate almalıdır.Somut olayda; taraflar 2008 yılında boşanmışlar; boşanma sonucu müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Nafakaya hükmedilen tarihle artırım talep edilen tarih arasında geçen 2,5 yıllık süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı, çocuğun yaşının büyüdüğü, ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı bir gerçektir....
Davalının sosyal ekonomik durumu boşanma tarihinde ne ise aynı olduğu, davacının da davalının bu ekonomik durumunu bildiği, daha sonra kendi durumunun kötüleştiğini bildirerek karşı tarafın nafaka talebini azaltılması veya kaldırılması yönündeki talebi iyi niyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağından ve tarafların sosyal ekonomik durumunda anormal bir değişiklik olmadığı görülmekle davacının nafakanın azaltılması ve talebinin reddine karar vermek gerekeceği vicdani kanısına varılmıştır"gerekçesiyle belirtilen şekilde hüküm tesis edilmiştir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder....