Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, taraflar arasında çekişmeli olarak görülen boşanma davasında Sakarya 1.Aile Mahkemesinin 2011/804 Esas,2013/517 Karar sayılı ilamında kadın lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, temyiz sonucunda Yargıtay 2.Hukuk Dairesince yoksulluk nafakasının fazla olduğu gerekçesiyle bozma kararı verildiği, mahkemenin 2014/351 Esas 2014/523 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının aylık 150 TL olarak belirlendiği ve kararın bu hali ile kesinleştiği anlaşılmıştır. Her ne kadar dava konusu nafakanın bir yıllık miktarına (1.800 TL) göre karar tarihi itibariyle yer mahkeme kararının kesin nitelikte olduğu görülmekle birlikte, yoksulluk nafakasının kaldırılmasının şartlarının bulunup bulunmadığı yönünden istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekmiştir....

Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya kapsamından; tarafların 27.10.2011 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 350 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için 225’er TL iştirak nafakasına karar verildiği, 2012 yılında açılan nafaka artırımı davası neticesi yoksulluk nafakasının 370 TL, iştirak nafakasının 240’ar TL’ye yükseltildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı; davalının ise röntgen teknisyeni olup, aylık 2700-3000 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır....

    Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Somut olayda;Tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, davacının zorunlu ihtiyaçları, giderleri, nafaka yükümlüsünün geliri gözetildiğinde TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine çerçevesinde yerel mahkemece hükmedilen nafaka artış miktarı düşük olmuştur.Davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 3.000 TL olan yoksulluk nafakasının 2.000 TL arttırılmak suretiyle aylık 5.000 TL olarak belirlenmesine,hükmedilen nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği TÜFE oranında artırım uygulanmasına karar verilmiştir....

    Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucundan ise davacının ev hanımı olduğu, çocuklarının yardım ettiği, nafaka yükümlüsü davalının ise emekli olduğu, 1.700.00.- TL emekli maaşı aldığı, yeniden evlendiği, bir aracının olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka takdiri doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerekmiştir....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

        Aile mahkemesinin 2017/192 esas, 2017/980 karar sayılı ve 18/12/2017 tarihli kararı ile davacı için aylık 600,00 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ) dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL arttırılmasına, toplamda davacı kadın için aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince yapılan artış miktarının düşük olduğu ve müvekkilini yoksulluktan kurtarmayacağı, enflasyon artışına oranla çok düşük artış yapıldığını belirterek verilen kararın kaldırılması ve talepleri doğrultusunda davalarının tam kabulüne aksi takdirde hakkaniyete uygun şekilde yeniden nafaka miktarının belirlenmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına yoksulluk nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KABULÜ İLE, Çorum Aile Mahkemesinin 2011/859 Esas, 2012/468 Karar sayılı ilamı çerçevesinde davalı yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının iş bu dava tarihinden geçerli olmak üzere KALDIRILMASINA, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının TMK 176/4 maddesi uyarınca kaldırılması veya azaltılması talebine ilişkindir....

        Mahkemece, davacının dosyaya giren nüfus kaydına göre 10.07.2012 tarihinde evlenmiş olduğunun anlaşıldığı, evlenme tarihi itibari ile yoksulluk nafakasının yasa gereği kalkmış olduğu belirtilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkında karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakasının ise karar tarihinden geçerli olmak üzere 200 TL'den 300 TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davalı temyizi yönünden; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2012 tarihinden itibaren 1.690 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olup, mahkemece nafakanın, kaldırılmasına karar verilmiş, hangi tarihten itibaren kaldırıldığı belirtilmemiştir....

            Davalının istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davacının açtığı yoksulluk nafakasının artırılması talepli davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakanın aylık 200 TL artırılmasına karar verilmiştir. 6763 sayılı yasanın 41'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesinde ön görülen kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000,00 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay HGK'nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının (farkının) dikkate alınacağı açıklanmıştır. HMK 352.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu