Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. TMK'nun 176/4 maddesi gereğince "tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; tarafların 12/10/2004 tarihinde evlendikleri, davalı kadının Suriye uyruklu olduğu, tarafların 2005 doğumlu Arda isimli müşterek bir çocuklarının bulunduğu, tarafların İskenderun 2....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/383 KARAR NO : 2018/183 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KASTAMONU AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2017 NUMARASI : 2017/500 ESAS - 2017/846 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, davalı lehine hükmolunan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının Kastamonu 1....

Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

    Somut olayda ise; davacı tarafından kaldırılması istenen yoksulluk nafakası 07.06.2019 tarihinde davalının başka birisiyle evlendiğinden dolayı kendiliğinden ortadan kalkacak olması nedeniyle; sona ermiş bulunan nafakanın kaldırılmasında davacının hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar dava şartıdır. Mahkemece, "davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden; yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi (HUMK'nun 74. maddesi ) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır....

    Davalı; tarafların boşanmalarının davalının başka bir kadınla karı-koca gibi yaşamasından kaynaklandığını, davacının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle nafaka bağlandığını, yıllardır çocuklarının bakım ve giderleri ile ilgilendiğini, iki oğlunun halen kendisi ile kaldığını, çocuklarının iş bulamaması nedeniyle bakım yükünün kendisinde olduğunu, hayatını idame ettirmek için bankadan kredi çektiğini ve krediyi ödediğini, yoksulluk durumunun devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, azaltılması talebinin kısmen kabulü ile nafakanın aylık 100 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, daha önce ...1....

      TMK'nın 176. maddesinin 3. fıkrasında nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi irat biçiminde kararlaştırılan yoksulluk nafakasını kendiliğinden sona erdiren bir hâl olarak kabul edilmiştir. Görüldüğü üzere evlenme, nafakanın sona erme sebebi olduğu hâlde nişanlılık tek başına nafakanın sona ermesi veya kaldırılması sebebi değildir. Bu durumda nafakanın kaldırılması koşulları oluşmadığından, nafakanın artırılması koşullarının da kalkmadığının kabulü gerekir. Dolayısıyla yoksulluk nafakasının niteliği gereği dava tarihinde evli olmayan davacının nafakanın artırılmasını talep etmesi TMK'nın 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez. Her hukuki sorunu dürüstlük kuralı bunu gerektirir anlayışı ile çözmeye kalkmak hukuki belirsizlik doğurur. Çünkü dürüstlük (iyiniyet) ve hakkın kötüye kullanılması tanımlanması mümkün olan kavramlar olmayıp, belirsiz ve geniş nitelik gösteren kavramlardır (Arslan, R....

        Somut olayda, kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının toplam miktarının ve iştirak nafakası yönünden ve artırılan iştirak nafakasının yıllık nafaka miktarı 5.390,00 TL'yi aşmadığından HMK 341/2.maddesi gereğince istinaf sınırı altında kalan nafakaya ilişkin karar kesin olmakla yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının artırılmasına yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı-davalı erkeğin ödemelerin tenzili talebinin reddi yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davacı-davalı erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Aile Mahkemesinin 2012/577 E. 2013/59 K. sayılı ilamı ile bağlanan 375,00 TL yoksulluk nafakasının 360,00 TL artırılarak 735,00 TL yoksulluk nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine; karşı dava olan yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının ise reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ; Davalı karşı davacı vekili; iki dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı (k.davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalı için hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş, karşı davada ise geçen sürede yetersiz kalan 150 TL yoksulluk nafakasının 1.500 TL'ye çıkartılması istenilmiştir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 150 TL yoksulluk nafakasının 250 TL'ye çıkartılmasına hükmedilmiştir.Hükmü, davacı(karşı davalı) vekili temyiz etmektedir....

          Bu doğrultuda, yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 14.02.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu