Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkiline yoksulluk nafakası takdir edildiğini, nafakanın kaldırılması için bir neden bulunmadığını, davalının işinin devam etmemesi ile bir ilgilerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararda; davanın kısmen kabulü ile hükmedilen aylık 300 TL yoksulluk nafakasının işbu davanın kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren 100 TL indirilerek aylık 200 TL yoksulluk nafakasının devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle, verilen kararın hatalı olduğunu, takdir edilen nafaka miktarının son derece düşük ve sembolik kaldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece bozma ilamından sonra, asıl davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/504 Esas, 2005/363 Karar numaralı ilamıyla müşterek çocuk Fatih Gök için takdir olunan 100,00 TL iştirak nafakasının 125,00 TL'ye, davacı karşı davalı M.. G.. için takdir olunan 150,00 yoksulluk nafakasının 188,00 TL'ye çıkarılmasına, davalı-karşı davacı S.. G..'ün davasının reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Asıl dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkin olup birleşen dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının kaldırılması veya 100 TL'ye indirilmesi talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-karşı davacı S.. G..'ün temyiz itirazının reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2013 NUMARASI : 2012/385-2013/708 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların 27.03.2012 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davalı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının babasının ölümü ile maaş almaya başladığını, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığını ileri sürerek, davalı lehine hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile birlikte davalı lehine hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2022/479 Esas sayılı dosyasıyla nafakanın kaldırılması davası açıldığını, davacının hastalığı ve tedavisi üzerinden 15 yıldan fazla zaman geçtiğini, ÜFE oranında arttırımın fahiş olduğunu, kadın lehine aylık 4.500,00 TL nafaka ile yasal faiz oranında artışa hükmedilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, nafakanın aylık 4.500,00 TL olarak belirlenmesine, nafaka artışının yasal faiz oranı ile sınırlandırılmasına ve ÜFE artışının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
GEREKÇE : Asıl davanın iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi, karşı davanın ise, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırım davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.. -2- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; .Karar sayılı ve 04.07.2013 tarihli ilamıyla davacı lehine aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, karar 30.09.2013 günü kesinleşmiş, eldeki artırım davası 04.05.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl geçmiş olması, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
'da .. olarak çalıştığını, brüt 2.300 TL maaş aldığını, maaştan eline 1.500 TL kaldığını, davalının babasından dolayı 650-700 TL civarında dul ve yetim aylığı aldığını, davalının kendine ait bir adet dairesi ve arabası olduğunu, davalının yoksulluğunun bulunmadığını, müvekkilinin kızı için ödediği iştirak nafakasının da yüksek olduğunu ileri sürerek, davalı için hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, olmadığı takdirde 100 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasınında kaldırılmasını, olmadığı takdirde 150 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın haksız olduğunu belirterek reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması - yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının boşandıktan sonra yetim aylığı almaya başladığını, kendisinin kredi borçları olduğunu ileri sürerek aylık 250.00.-TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, davacının hayvan besiciliği yaptığını, kendisinin aldığı yetim aylığının yoksulluğu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının aylık 500.00.-TL'ye yükseltilmesi için karşı dava açmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....