Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olan davacının okuduğu okul, yaşı, ihtiyaçları, davacının annesinin çalışmaması gelirinin bulunmaması, davacıya katkı yapmasının söz konusu olmaması da göz önüne alındığında hükmedilen yardım nafakası miktarının yeterli olduğu, nafaka alacaklısının Türkiye'de yaşaması ihtiyaçlarını TL ile karşılayacak olması nafakaya yıllık artırım talep etmesi döviz üzerinden belirlenen nafakanın yıllık artırıma tabi tutacak yasal mevzuat ve yargısal uygulamanın bulunmaması gözetildiğinde yardım nafakasının Türk Lirası olarak belirlenmesinde isabetsizlik olmadığı, ancak nafakanın yıllık artışına karar verilmemesinin hatalı olduğu anlaşılmakla davacının istinafının kısmen kabulüne, nafakaya yıllık ÜFE artışı tatbik edilmesine, davalının istinafının ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, hükmolunan nafaka niteliği itibariyle tedbir nafakası olmasına ve karar gerekçesinde de nafakanın tedbir nafakası olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece sehven iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

    Ayrıca, iştirak nafakası alacaklısı Doğukan İlkgül'ün 01.01.2018 tarihinde reşit olduğu ve davacı borçlunun bu tarihten sonra kesilen iştirak nafakası hesabına dair borca ve kapak hesabına kısmi itirazda bulunduğu ve takip dosyasında reşit olunan tarihten itibaren işleyecek cari nafaka alacaklarının mahsubunu içerir en son nafaka alacağı olarak 28.12.2017 tarihi esas alan 2.941,31- TL bakiye borç bulunduğu, icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    .- TL iştirak nafakası ödediğini, ihtiyaçların arttığını, nafakanın yetersiz olduğunu ileri sürerek; iştirak nafakasının aylık 600.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davacı vekili, daha sonra nafakanın her yıl artması için oran belirlenmesine karar verilmesini de talep etmiştir. Davalı; cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece; davanın kabulüne, iştirak nafakasının aylık 600.00.- TL'ye yükseltilmesine ve her yıl .. oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir....

      ASLİYE HUKUK( AİLE ) MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2022 NUMARASI : 2021/170 ESAS - 2022/13 KARAR DAVA KONUSU : Önlem Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Dikili 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü; GEREKÇE : Dava; önlem nafakası istemine ilişkindir....

      Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. c-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. d-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

        Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

        Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez." hükmünü içermektedir. Diğer taraftan; nafaka davalarında miktarı takdir hakime aittir. Bu nedenle iki tarafında kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK'nun 326/2 maddesi hükmü nafaka davalarında uygulanmaz. Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir....

          Hukuk Dairesi Başkanlıklarının yerleşik içtihatlarında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK.md.200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK.md.182/3), yoksulluk (TMK.md.176/4) ve yardım nafakası (TMK.md.365/son) dır. Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. Yukarıda açıklandığı üzere çocuk için talep edilen nafaka tedbir nafakası olduğundan bu nafakanın gelecek yıllarda artış miktarının (ÜFE) karara bağlanması da doğru bulunmamıştır....

          Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. 28/11/1956 tarih ve 15E-15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....

          UYAP Entegrasyonu