Ayrıca ,nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli de dikkate alınır. Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Hakim nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. Somut olayda; iştirak nafakası takdir edildikten sonra geçen süreçte ilköğretim 5.sınıfta ve özel okulda okuyan çocuğun büyüyen yaşıyla birlikte ihtiyaçlarının, harcamalarının arttığı gözetilerek, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, ilk nafakanın takdir edildiği tarihe tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre düşük miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının yoksulluk nafakası isteminin reddine, müşterek çocuk için ise aylık 750 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın devam eden yıllarda TÜFE-TEFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, nafaka alacaklısının istemi halinde, takdir olunan nafakanın gelecek yıllarda TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artışa karar verilmesi gerekirken, mahkemece, takdir edilen nafaka miktarının her yıl TÜFE-TEFE ortalaması oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, nafaka alacaklısının istemi halinde, hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da (Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında) artırılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda davacı, hükmolunacak nafakanın her yıl artırılmasını talep etmiş ise de mahkemece bu konuda hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, nafaka davalarında miktarı takdir hâkime aittir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Nafaka Taraflar arasındaki karşılıklı nafaka davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın artırılması, karşı dava yönünden nafakanın kaldırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.09.2013 (salı)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Nafaka Taraflar arasındaki karşılıklı nafaka davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın kaldırılması, birleşen dava yönünden nafakanın artırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.09.2013 (salı)...
Borçlu vekili, takibe dayanak ilamda nafakanın dava tarihinden itibaren öğrenim süresince devam etmesine karar verildiğini, alacaklının öğreniminin bitmesi ve işe başlaması sebebiyle nafaka taleplerinin alacaklının öğrenimini tamamladığı tarih itibariyle iptali ile fazladan kesilen miktarın vekil edeni borçluya iadesini talep etmiştir. Mahkemece, nafaka alacaklısının öğrenimini tamamladığı ve çalışmaya başladığı gerekçesiyle; nafaka alacağının davalının öğrenimini tamamladığı tarih itibariyle iptaline, fazladan kesilen nafaka miktarının davacıya iadesine karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Takip dayanağı ilamda "dava tarihinden başlayıp öğrenim süresince devam etmek üzere 300 TL yardım nafakasına "hükmedilmiş bu hüküm Yargıtay 3....
TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK. nun 176/4.maddesine göre de; tarafların, mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre; iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 19.06.2006 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır....
Hukuk Dairesinin 2015/15100 Esas 2015/20786 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hükümde yıllık nafaka artış oranının belirlenmesi yönünde verilen kararın kesin olduğundan bahsedilemeyeceği, buna göre davacı nafakanın TEFE-TÜFE oranında artırımını talep ettiği, ilk derece mahkemesince ÜFE oranında gelecek yıllarda nafakanın arttırılmasına karar verilmesinin de doğru ve yerinde olduğu anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin nafaka talebenin reddedilen kısmı yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK nun 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 8.000 TL sını geçmeyen mal varlığı davala rına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davacı ve müşterek çocuk aleyhine kabul edilmeyip reddolunan nafakanın yıllık artırım miktarının toplamı (600x12=7.200 TL) 8.000 TL sının altında olduğundan hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle davacının istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....